ABD yönetimi, Suudi Arabistan’ın iki petrol tesisine düzenlenen saldırılarla ilgili uydu görüntüleri yayımlayıp bunların gerisinde İran’ın olduğunu ileri sürdü. Londra merkezli Middle East Eye (MEE) haber portalı, Aramco saldırılarını Irak’tan havalanan İran İHA’larının düzenlediğini iddia etti.

ABD yetkililer, Arabistan’ın doğusundaki iki petrol tesisine yönelik saldırıların yönü ve çapının Husilerin işi olduğuna dair şüphelerin bulunduğunu söyledi.Açıklamaya göre tesislerde 19 vuruş noktası ve saldırıların batı-kuzey-batı yönünden geldiği saptandı, oysa Yemen’de Husilerin kontrolündeki bölge Aramco tesislerinin güneybatısında kalıyor.

Saldırılarda 18 İnsansız Hava Aracı (İHA), 7 güdümlü seyir füzesi kullanıldı, ama hepsi dünyanın en büyük petrol işleme tesisi Abkaik ile Hurais petrol yatağındaki hedeflerine isabet kaydedemediği belirtildi.

Bu arada Katar bağlantılı olduğu ileri sürülen Londra merkezli Middle East Eye (MEE) haber portalı, Aramco saldırılarını Irak’tan havalanan İran İHA’larının düzenlediğini iddia etti. Haberde bunun ABD ve Suudi Arabistan’ın desteğiyle İsrail’in Irak’ta Haşdi Şabi’ye düzenlediği İHA saldırılarına misilleme olduğu ileri sürüldü.

SUUDİ ARABİSTAN BASIN TOPLANTISINDA İHA VE SEYİR FÜZE PARÇALARINI GÖSTERDİ

Suudi Arabistan’ın Savunma Bakanlığı yetkilileri ” Saldırının İran sponsorluğunda düzenlendiğine şüphe yok ” mesajını verdi. Suudi yetkililer saldırıda kullanıldığı iddia edilen silah parçalarını da basına gösterdi.

Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Prens Halid bin Selman ve Savunma Bakanlığı Sözcüsü Albay Turki El Malki İran’la gerilimi tırmandıran ve piyasalarda petrol arzını da olumsuz etkileyen saldırıyla ilgili olarak kameraların karşısına geçti.

Basın toplantısında Suudi yetkililer hafta sonunda petrol tesislerine yönelik saldırıda kullanıldığı iddia edilen drone ve seyir füzelerine ait olduğunu söyledikleri parçaları sergilediler.

Suudi sözcü, drone ve füze parçalarının saldırıda İran’ın parmağı olduğunun “inkar edilemez bir kanıtı” olduğunu savundu. Saldırıda 25 drone ve füzenin kullanıldığını belirten sözcüye göre İran’ın Delta Wing insansız hava aracı ve seyir füzeleri kullanıldı.

SALDIRIDA İRAN KAYNAKLI FÜZE VE DRONLAR KULLANILDI

İran’ın elinde 1.300 km (800 mil) menzilli Hoveizeh seyir füzesi bulunuyor. Soumar füze ailesinden geliştirildi. Hoveizeh füzesi ilk defa Şubat’da düzenlenen İslam Devrimi’nin yıldönümününde basının önüne çıktı.İran Savunma Bakanlığı’nın resmi web sitesinde Hoveizeh seyir füzesinin mobil fırlatıcıdan ateşlenme görüntüleri yayınlanmıştı.

Bazı kaynaklar ise saldırının yine Soumar füze ailesinden geliştirilen Quds-1 veya Ya-Ali ile yapılabileceğini belirtti. Ya-Ali füzesinin menzili 700 kilometre ve 200 kg harp başlığı taşıyabiliyor. Basın toplantısında Ya-Ali füzesinin sınırlı sayıda olduğu, İran Devrim Muhafızları tarafından kullanıldığı Husilerin elinde bu füzelerden bulunmadığı iddia edildi.

SUUDİ ARABİSTAN HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ SALDIRIYI ÖNLEYEMEDİ

Suudi Arabistan petrol tesislerine yapılan İHA ve seyir füzesi saldırısı Suudi ordusunun elinde bulunan gelişmiş hava savunma sistemlerinin başarısız olması düşündürücü. Dünyanın üçüncü büyük askeri bütçesine ve altı PATRİOT Hava Savunma Sistemine sahip olan Suudi Arabistan, petrol tesislerinin korunmasında neden başarasız oldu ?

Askeri uzmanlar küçük insansız hava araçları ve seyir füzeleri ile alçak irtifadan yapılan koordineli saldırılarda en yetenekli batı ordularınında zorlanabileceğini belirtiyor.Bu tür saldırıları durdurmanın yolunun İHA’ların havalanmadan önce tahrip edilmesi olduğu söyleniyor.

Hava Savunma simülasyonlarında herhangi bir füze taarruzunda, İran ve Körfez ülkeleri arasındaki uçuş yolunun çok kısa olması dolayısıyla, söz konusu ülkelerin reaksiyon zamanlarının oldukça az olacağı belirtildi. Basra Körfezi’nin dar deniz yolları sebebiyle su-üstü platformlarla füze savunma imkanlarının sınırlı olduğuna da dikkat çekildi.

PATRİOT sistemlerinin başarısızlığı ABD hava savunma sistemlerinin sorgulanmasına sebep olacaktır.İran bu saldırı ile bir çok dersler çıkarmış ve öğrendiklerini Suriye, Lübnan ve gelecekte diğer bölgelerde uygulayacaktır.

Bu saldırı ile Balistik füze savunmasına göre seyir füzesi tehditlerine karşı savunmanın farklı ve zor olduğu ortaya çıktı. Manevra kabiliyeti yüksek seyir füzelerine karşı savunmada önemli olan tehdidin mümkün olduğunca erken tespit edilmesidir.Bu da ağ-merkezli harekat kapasitesini ve sensörler arasında çok güçlü bir uyumu gerekli kılıyor. Suudi Arabistan’ı endişelendirmesi gereken en ciddi tehdit, bu füzelerin hava sahasına girişini ve seyrini tespit edememiş olmasıdır. Genel olarak literatür İran’ın balistik füze kapasitesine odaklansa da, seyir füzelerine ilişkin trendlere de daha dikkatli yaklaşmak gerekiyor.

Suudi Arabistan basınında çıkan haberlerde, küçük insansız hava araçları ve seyir füzeleri ile yapılan koordineli saldırıları önlemede PATRİOT vaya THAAD gibi geleneksel sistemlerin işe yaramayacağı, bu problemi ABD’nin bile çözemediği iddia edildi.

PATRİOT sistemleri Suudi Arabistan’da ilk defa başarısız olmuyor.25 Mart 2018’de Riyad’ı hedefe alan füze saldırısında en az beş PATRİOT füzesi hedefi ıskaladı veya arızalandı. Füzeleri durdurmada başarısız olmuştu.

ABD basınından CNBC’de çıkan haberde, Husilerin PATRİOT bataryaları üzerinde dron uçurarak radarların çalışmasını engellediği, saldırıya PATRİOT sistemlerinin bu sebeple karşılık vermediği iddia adildi.ABD basının tartıştığı diğer konu ise saldırının olduğu 14 Eylül’de PATRİOT sistemlerinin çalışmadığı oldu. Acaba PATRİOT sisteminin çalışmasını engelleyen Husilerin dronları mıydı ? yok sa Suudi Arabistan ve ABD tarafından hava savunma sistemlerinin kapatılması emrimi verilmişti ?

Riyad’ın elinde (daha çok hava savunma görevleri için kullanılan) Patriot PAC-2 GEM, Patriot PAC-3 ve MIM-23B Hawk sistemleri, ayrıca Fransız yapımı kısa menzilli Shahine’ı sistemi ve 1970’lerde İsviçre tarafından geliştirilen Skyguard hava savunma sistemleri bulunuyor.

Suudi Arabistan’ın doğu bölgelerinde açık kaynaklara göre en az 2 Patriot PAC-3,2 bataryası ve 6 MIM-23B Hawk hava savunma sistemi bulunuyor, Saldırının yapıldığı Abqaiq petrol tesisleri ise 1 Patriot PAC-2, 3 Skyguard hava savunma sistemi ve 1 Shahine’ı bataryası tarafından korunuyordu. Gelen saldırıyı önlemek için tek bir füze fırlatmaması ise ilginç bulundu.

Abqaiq petrol tesislerini koruyan hava savunma sistemlerinin pozisyonları
Kaynak: Middlebury İnstitute

Suudi Arabistan son dönemde, ABD’den THAAD ve Rusya Federasyonu’ndan S-400 satın alma anlaşmaları ile hava ve füze savunma yeteneklerini –teorik olarak– stratejik düzeyde ve mükemmel seviyede tahkim etme planları yapıyor.

S-400 Hava Savunma Sistemlerini satın almak için görüşmeler devam diyor. Rus hava savunma sistemi savaş ortamında çok az test edilmesine rağmen PATRİOT’lara göre avantajları bulunuyor. Uzmanlar Suudilerin küçük tehditlere hızlı cevap verebilmesi için katmanlı hava savunma içerisinde kullanılabilen Almanya’nın German Skyshield ve Rusya’nın Pantir-S gibi ucuz sistemlere ihtiyaç duyduklarını belirtti.

THAAD alımının tamamlanması durumunda, Suudi Arabistan atmosfer-dışı önleme seviyesinden başlayarak orta ve düşük irtifaya uzanan, derinlikli ve entegre bir hava ve füze savunma mimarisine sahip olacak.

Bu arada Suudi Arabistan savunma amaçlı olmayan stratejik silah sistemlerine de sahip. Bu çerçevede Riyad, yaklaşık on yıl önce Çin yapımı DF-21 (CSS-5) tipi orta menzilli balistik füzelerini satın almıştı.Üstelik bu, Suudi Arabistan’ın envanterindeki tek Çin füzesi de değil. 1980’li yıllarda benzer bir savunma alımı DF-3 (CSS-2) füzesi için gerçekleştirilmişti. DF-3’ler bugün halen Suudi Arabistan stratejik füze kuvvetleri envanterinde olsa da, operasyonel durumları kesin değil.

Yemen kaynaklı Husi güçlerinin İran’ın da desteğiyle, Suudi Arabistan’a yönelik füze saldırıları gerçekleştirdiği biliniyor. Bu saldırılarda SS-21 Scarab ve Scud-B füzelerinin kullanıldığı tahmin ediliyor.

Suudi Arabistan geçen yıl 83 milyar dolar savunma harcaması yapmasına rağmen bir türlü başarılı sonuç alamıyor. Komşu Yemen’de isyancı Husilere karşı 2015 yılından bu yana gelişmiş silahlar ile donanımlı hava kuvvetleri tarafından bombalandı. Fakat Suudi ve müttefiklerin lehine bir sonuç elde edilemedi.

SUUDİ ARABİSTAN HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ KONUSUNDA GÜNEY KORE’DEN YARDIM İSTEDİ

Güney Kore merkezli haber ajansı Yonhap’ın aktardığına göre, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, hava savunmasını güçlendirmek adına Güney Kore’den yardım istedi.

Haberde, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ile Veliaht Prens Muhammed arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştirildiği ve Suudi Arabistan’daki petrol tesislerine yönelik saldırıların ele alındığı aktarıldı.

Güney Kore Başkanlı Sarayı olan Mavi Saray’dan yapılan açıklamada, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ülkesinin hava savunma sistemini güçlendirmek için Güney Kore’nin yardımını istedi. Her iki taraf, müzakerelerin sürdürülmesi konusunda hemfikir kaldı.” ifadelerine yer verildi.

Güney Kore Savunma sanayinin ürettiği Güney Kore ordusu tarafından kullanılan, BiHo K-30 30 mm kendinden tahrikli uçaksavar sistemi, paletli araç üzerinde kullanılan orta menzilli M-SAM Chunma veya “Pegasus” sistemleri kısa ve orta mesafede hava savunması için öne çıkıyor.

GERİLİMİNİN TIRMANMASI ÜZERİNE ABD KÖRFEZE UÇAK GEMİSİ VE B-52 GÖNDERDİ

Hürmüz Boğazı üzerinde ABD’nin İnsansız Hava Aracı (İHA) RQ-4A Global Hawk’ı İran’ın düşürmesinin ardından ABD ile İran arasında gerilim giderek tırmanmıştı. İran tehditinin artması üzerine Pentagon bölgeye, Abraham Lincoln uçak gemisi görev gücü (CSG) ve B-52 bombardıman görev kuvveti gönderdi. Bölgeye yakın Aden körfezinde Boxer Amfibi Hazır Grubu (ARG) USS Boxer (LHD-4) Amfibi saldırı gemisi de bulunuyor.

Ayrıca ABD kuvvetlerine karşı İran tehditinin artması üzerine ABD Merkez Komutanlığı tarafından Mayıs ayında talep edilen güce ek olarak F-22 Raptor savaş uçakları bölgeye gönderilmişti. Virginia Hava Ulasal Muhafızlarının 192.Filosu’na bağlı 12 adet F-22 Raptors’un 9 adeti Katar’ın el-Udeid hava üssüne konuşlandırıldı.Uçaklar ilk önce İspanya’nın Moron Hava Üssü’ne geldi; daha sonra en az dört tanker uçağı (KC-10, KC-135) ile birlikte Akdeniz üzerinden katara intikal etti. Geri kalan 3 adet F-22’nin teknik problemlerden dolayı Moron Hava Üssü’ne geri döndüğü iddia edildi.

Kaynak: Ajanslar, Reuters, Sputnik, USNI News, VOA, Middlebury İnstitute , EDAM,


 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here