Ocak 2024’te Etiyopya ve Somaliland arasında imzalanan tartışmalı Mutabakat Muhtırası (MOU), Afrika Boynuzu’nda önemli diplomatik gerginliklere yol açtı. Türkiye, Somali’nin toprak bütünlüğüne verdiği desteği yineleyerek, Etiyopya’nın bu anlaşmadan geri adım atması için diplomatik çabalar yürütmeye başladı.
Anlaşma, Etiyopya’nın deniz erişimini sağlamak amacıyla Somaliland’dan 20 kilometrelik bir kıyı şeridini kiralamasını öngörüyor. Ayrıca Somaliland, Etiyopya’ya askeri ve ticari bir deniz üssü kurma izni verirken, Etiyopya da bu bölgeyi bağımsız bir devlet olarak tanımayı taahhüt ediyor. Anlaşma, Etiyopya’ya Aden Körfezi kıyısındaki Somaliland’ın Berbera Limanı üzerinden Kızıldeniz’e ticari ve askeri erişim sağlayacak.
Bu mutabakat, Somali tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Somali hükümeti, anlaşmanın ülkenin toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirterek, anlaşmanın iptal edilmesi çağrısında bulundu. Somali, bu anlaşmayı ülkenin iç işlerine müdahale olarak görüp, Somaliland’ın bağımsızlık iddialarını tanımadığını vurguladı.
Türkiye, Somali’nin toprak bütünlüğüne verdiği desteği yineleyerek, Etiyopya’nın bu anlaşmadan geri adım atması için diplomatik çabalar yürütmeye başladı. Türkiye, Somali ve Etiyopya arasında arabulucu rolü üstlenerek, bu anlaşmazlığın çözülmesi için Ankara’da çeşitli görüşmelere ev sahipliği yaptı. Geçtiğimiz günlerde başkent Ankara’da dolaylı görüşmelere ev sahipliği yapıldı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Somalili mevkidaşı Ahmed Moallim Fiqi ve Etiyopyalı Taye Atske Selassie ile ayrı ayrı görüştü.
Görüşmeler öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali lideri Hasan Şeyh Mohamud ve Etiyopya lideri Abiy Ahmed ile görüşerek uzlaşma çağrısında bulundu. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Mohamud ile yaptığı görüşmede, resmi Twitter hesabı X üzerinden “müzakerelerin ikinci turunda somut sonuçlar” beklediğini ifade etti.
Erdoğan, Başbakan Ahmed ile yaptığı telefon görüşmesinde de Etiyopya’yı Somali’nin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin endişelerini giderecek adımlar atmaya çağırdı.
Somali, uluslararası alanda tanınan egemen bir devlettir. 1960 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Birleşmiş Milletler (BM) üyesi olmuştur. Somali, merkezi hükümetin zayıf olduğu ve çeşitli bölgesel yönetimlerin bulunduğu bir federasyon olarak örgütlenmiştir. Ülkede uzun yıllar süren iç savaş ve istikrarsızlık, merkezi hükümetin gücünü sınırlamıştır. Somali, uluslararası alanda tüm ülke toprakları üzerinde egemen olduğunu iddia eder ve Somaliland’ın bağımsızlık iddiasını tanımamaktadır.
Somaliland, 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir, ancak bugüne kadar hiçbir ülke tarafından resmen tanınmamıştır. Bu nedenle, uluslararası alanda Somali’nin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Somaliland, bağımsızlığını ilan ettikten sonra kendi hükümetini, anayasa ve demokratik seçimlerle idare edilen bir sistemi kurmuştur. Kendi ordusu, para birimi ve diplomatik ilişkileri vardır, ancak uluslararası alanda tanınmaması, bu yapının tam anlamıyla işleyişini kısıtlamaktadır. Somaliland, 1991’de tek taraflı olarak Somali’den bağımsızlığını ilan etmiştir ve kendisini bağımsız bir devlet olarak görür. Ancak, Somali merkezi hükümeti ve uluslararası toplum, Somaliland’ı Somali’nin bir parçası olarak kabul etmektedir.
Afrika’nın 123 milyonu aşkın nüfusuyla en kalabalık ikinci ülkesi olan Etiyopya, 1991 yılında Eritre’nin bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Kızıldeniz limanlarını kaybetti. Bu tarihten beri denize erişim sağlama arayışında olan Etiyopya, Dünya Bankası’na göre, ithalat ve ihracatının %95’inden fazlası için komşu Cibuti’ye hayati öneme sahip bir ticaret koridoruna güveniyor. Etiyopya, liman hizmetleri için Cibuti’ye yılda yaklaşık 1,5 milyar dolar ödüyor. Bu durum, kişi başına düşen gayri safi milli geliri 1.020 dolar olan ve dünyanın en yoksul ülkelerinden biri sayılan Etiyopya için büyük bir mali yük oluşturuyor.