ABD Bağdat Büyükelçiliği binasının yer aldığı Yeşil Bölge’ye atılan katyuşa roketleri can ve mal kaybına sebep olmaya devam ediyor. Bölgeyi korumakla görevli C-RAM sistemi, top, roket ve havan gibi mühimmatları imha etmek için kullanılıyor. Sosyal medyada görkemli atışlarını gördüğümüz C-RAM sistemi ne kadar başarılı ?  

Yeşil bölgeye yapılan en son saldırıda roketlerin bölgenin dışında sivil yerleşim yerlerine düşmesi sonucu bir çocuk hayatını kaybetti, bir çok sivil yaralandı. Yeşil Bölgeye yerleştirlen C-RAM sistemi, öncelikle ABD ve müttefik servis üyeleri, müteahhitler, diplomatlar ve destek personelin yerleştiği binaları korumakla görevli.Atılan roketler Yeşil Bölge’nin dışına sivil yerleşim yerlerine düşerek, masum sivillerin ölmesine neden oluyor.

Phalanx sisteminin kara konuşlu versiyonu olan 20 mm’lik mermilerini kullanan Centurion silah sistemi (C-RAM), top, roket ve havan gibi mühimmatları imha etmekte kullanılıyor. Videolarda gördüğümüz aslan kükremesi sesiyle gökyüzünde havai fişek gösterisi gibi ateşlenen mermiler, M-940 20mm Multipurpose Tracer-Self Destruct (MPT-SD) mermi dizisidir. Mühimmat, belirli bir mesafede kendi kendini imha edecek şekilde özel olarak tasarlanmıştır.

Centurion Silah Sistemi, kırk yıldır ABD Donanması ve müttefik gemilerde kullanılan Phalanx Yakın Hava Savunam Silah Sisteminden (CIWS) uyarlandı.Sistemler arasındaki en büyük fark, birinin mobil düz yataklı treylere monte edilmişken, diğerinin gemide sağlamlaştırılmış deniz silah yuvasına monte edilmiş olmasıdır.

Phalanx sistemi Mk 149 tungsten çekirdekli zırh delici atma sabotu (APDS) mermilerini kullanmaktadır. Bu mermiler belirli bir mesafede kendi kendini imha etmez. Gemiye dayalı sistemler ek menzil ve yoğun Mk 149 tungsten çekirdekli mermiler ile baraj ateşi oluşturarak hedefi kısa sürede imha eder. Bu özelliklerin çoğu kara tabanlı  Centurion Silah Sisteminde yoktur. Kara tabanlı olduğundan baraj ateşi can ve mal kaybına sebep olabilir.

Her iki sistem de benzer bir Ku-bant arama radarı (üstteki kubbe) ve izleme radarı (silindir muhafazasının önündeki silah namlularının üzerinde bulunur) ile donatılmıştır.İki sistemin işletim ortamı ve tehditleri oldukça farklı olduğundan yazılımları farklıdır.

Centurion sistemi ,top, roket ve havan gibi mühimmatları oldukça sınırlı bir alana inmeden önce gökyüzünde imha edebiliyor. Koruyabildiği alan 1,5 kilometrelik yarıçapın altındadır. Bu nedenle, angajman alanı çok kısa ve tepki süreleri küçüktür.

İki sistemde hedef belirleme, izleme ve hedef değerlendirmesi için kullanılan aynı elektro-optik sistemi kullanmaktadır. Bu sebeple daha büyük entegre savunma sistemine bağlanmadan kendi başına çalışabilir.Hassas bölgeye yerleştirlen birden fazla  Centurion Silah Sistemi yeterli kapsama alanı sağlayarak, karmaşık saldırlar için ekstra angajman ile tek bir üssü koruyabilir.

Centurion sisteminin ne kadar başarı oranına sahip olduğu net değil. Farklı kaynaklardan % 60 ile % 80 arasında değişen rakam duyumları var. Uzmanlar  Centurion Sisteminin yüksek hacimli eşzamanlı saldırılara karşı koymak için tasarlanmadığını belirtiyor.

Düzinelerce  Centurion üretilirken yakın hava savunma konusunda bir çok proje geliştirme çalışmaları devam ediyor. En son İsrail’den ABD ordusu tarafıdan satın alınan Demir Kubbe sisteminin nerede ve nasıl kullanacağını belirlemek için testlerin yakında başlayacağı bildirildi. Yeni yönlendirilmiş enerji (lazer) C-RAM sistemleri geliştirme çalışmalarıda devam ediyor. Centurion Hava Savunma sistemi dünyanın çeşitli yerlerinde hassas noktalarda görev yapan ABD askerlerini ve diplomatlarını koruma altında tutuyor.

Kaynak: The Drive, Ajanslar,

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here