Japonya, Birleşik Krallık ve İtalya ile 2035 yılına kadar ortaklaşa yeni nesil bir savaş uçağı geliştirmek için bir anlaşma imzaladı.Anlaşma Japon Savunma Bakanlığı’nın FX savaş uçağı projesiyle İngiltere’nin Tempest projesinin birleştirilmesini içeriyor.
Anlaşma, Tokyo’nun savunma gereksinimini karşılamak için ABD dışındaki ülkelerle ilk kez işbirliği yapmasını sağlayacak.Yeni program İngiltere, Japonya ve İtalya’nın dünyanın önde gelen savaş uçağı üreticisi ABD’nin yardımı olmadan kendi yollarına gitmesini imkan verecek.
İngiltere ve İtalya’nın başını çektiği Tempest projesi Kraliyet Hava Kuvvetlerinin Eurofighter Typhoon Savaş uçaklarının yerini almasını planlarken, Japonya’da Hava Öz Savunma Kuvvetlerinin F-2 savaş uçaklarını yerini alacak yeni FX savaş uçağı projesi yürütüyor.
Yeni nesil çift motorlu uçağı Global Combat Air Programı (GCAP)
kapsamında projeye Japonya’dan Mitsubishi Heavy Industries, Britanya’dan BAE Systems ve İtalyan Leonardo firmaları liderlik edecek.
Üç ülke de ABD’nin beşinci nesil F-35 savaş uçağını kullanıyor, yeni jetin F-35 programını etkilemesi beklenmiyor.
Japonya, bölgesel güvenliğin bozulduğunu gördüğü bir dönemde, savunma harcamalarını beş yıl içinde gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık %2’sine ikiye katlaması beklenen bir askeri takviye planını bu ay içinde açıklaması bekleniyor.
PENTAGON PROJEYİ DESTEKLİYORUZ
Pentagon Japon Savunma Bakanlığı ile yaptığı ortak açıklamada yeni savaş uçağının geliştirilmesine destek verdi.
ABD-Japonya bildirisinde, “ABD, Japonya’nın savaş uçağının geliştirilmesi konusunda, ülkelerimizin iki yakın ortağı olan Birleşik Krallık ve İtalya da dahil olmak üzere, benzer fikirdeki müttefikleri ve ortaklarıyla yaptığı güvenlik ve savunma işbirliğini desteklemektedir” denildi.
Bu arada İngiltere-Japonya-İtalya ortak açıklamasında, yeni uçağın tüm müttefiklerin ortak savunma programlarıyla entegre olacak şekilde tasarlanacağı belirtildi.
PricewaterhouseCoopers tarafından 2021’de yapılan analizde, yeni savaş uçağı programının 2050 yılına kadar yılda yaklaşık 21.000 kişiye iş imkanı sağlayacağı ve ekonomiye tahmini 32,1 milyar dolar (26,2 milyar £) katkıda bulunabileceğini öngördüğü belitildi.
