SURİYE KRİZİ: Türk-Rus Askeri Devriyesi Ayn El-Arab ve Tel Abyad Arasında Gerçekleştirildi

0
50

Rus ve Türk kuvvetleri, 9 Eylül’de Halep vilayetinin Ayn El-Arab (Kobani) kırsalında, Rus helikopterlerinin  eşlik ettiği sekiz araçlık bir ortak devriye gerçekleştirdi. 

Devriye, Kobani’nin batısındaki yayın binasının bulunduğu Rus üssünden başlayarak, Suriye-Türkiye sınırı boyunca uzanan köylerden geçerek Zor Mağar köyüne kadar devam etti.

Aynı gün Ayn El-Arab’ın doğusundaki Garib köyü kavşağından başlayan başka bir ortak askeri devriye de düzenlendi. Bu devriye sırasında iki Rus helikopteri bölge üzerinde uçuş yaptı. Rus ve Türk güçlerine ait dörder zırhlı araç, Bağdik köyüne kadar ilerleyip, Tel Abyad’ın batı kırsalındaki Bandarkhan köyüne ulaştıktan sonra devriye başlangıç noktasına geri döndü.

Musyaf’taki Bilimsel Araştırma Merkezi İsrail Tarafından Vuruldu

Suriye devlet haber ajansının aktardığına göre, yerel bir sağlık yetkilisi, birkaçı ağır olmak üzere 13 kişinin de yaralandığını bildirdi.Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ise saldırıda ölü sayısı 25 olarak açıkladı. 

Devlet haber ajansı SANA, Pazar günü geç saatlerde Hama kırsalında duyulan bir patlama sonrasında, Suriye hava savunma sistemlerinin birçok noktayı hedef alan bir “saldırıya” karşı koyduğunu açıkladı.

SANA’ya konuşan bir askeri kaynak, “Hava savunma sistemlerimiz saldırganın füzelerine karşı koydu ve bazılarını düşürdü” dedi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Hama vilayetindeki Masyaf’a düzenlenen saldırıda yaklaşık 16 kişinin öldüğü bildirildi. Suriye devlet medyası, bu patlamaların İsrail tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü.

SANA’nın aktardığı yerel bir sağlık yetkilisi, saldırılarda birçoğu ağır olmak üzere 43 kişinin yaralandığını belirtti. Bölgedeki iki istihbarat kaynağı, Masyaf yakınlarındaki kimyasal silah üretimine yönelik büyük bir askeri araştırma merkezinin birkaç kez vurulduğunu söyledi. Bu merkezde, silah üretiminde görev alan İranlı askeri uzmanlardan oluşan bir ekibin bulunduğu iddia ediliyor.

Suriye devlet medyası, saldırıların itfaiyecilerin söndürmeye çalıştığı iki yangına neden olduğunu da bildirdi.

Suriye medyası, saldırıyı İsrail’in üstlendiğini iddia etti. Ancak, Reuters’e göre, İsrail genellikle Suriye’deki saldırılarla ilgili spesifik haberler hakkında yorum yapmadığından, henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Suriye, İran’ın Şii müttefiki Lübnanlı terör örgütü Hizbullah’a silah gönderdiği önemli bir güzergâh olarak biliniyor. İsrail’in bu ulaşım yollarını hedef aldığı iddia ediliyor.

En son yaşanan büyük olay, İsrail’in Nisan ayı başında Şam’da Devrim Muhafızları’na ait bir tesisi bombalamasıydı. Bu saldırı, İran’ın iki hafta sonra İsrail’e büyük bir saldırı düzenlemesine neden oldu. İsrail ve bölgedeki müttefikleri bu saldırıyı büyük ölçüde engelledi.

SOHR: ölü sayısı 25’e yükseldi

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) İsrail’in Musyaf’taki bilimsel araştırma merkezine ve çevresindeki tesislere düzenlediği yoğun saldırılar sonucunda ölü sayısı 25’e yükseldiğini açıkladı. 

Ölenler arasında beş sivil, dört rejim askeri, Suriye uyruklu iki Hizbullah üyesi, İranlı milislerle çalışan 11 Suriyeli ve kimliği belirlenemeyen üç kişi yer alıyor. Ayrıca, en az 32 kişi yaralandı.

İsrail’in hedef aldığı bölgeler arasında Musyaf-Wadi Al-Ouyun yolu üzerindeki bir tesis, Hayr Abbas bölgesindeki bir tesis ve Musyaf’ın güneybatısındaki Al-Bayda köyü yakınlarındaki hava savunma birimleri yer alıyor. 

Bilimsel Araştırma Merkezi’nde çalışan yetkililer, merkezin kimyasal silahlarla ilgisi olmadığını, ancak İran Devrim Muhafızları’na bağlı subayların altı yıldır burada kısa ve orta menzilli hassas füzeler geliştirdiğini doğruladı. Bu yıl içinde insansız hava araçları geliştirme hattının da eklendiğini belirttiler.

ARKA PLAN

Suriye’deki “bilimsel araştırma merkezi” terimi genellikle Suriye hükümetine bağlı ve askeri projeler yürüten tesisler için kullanılır. Bu merkezler, özellikle kimyasal silah üretimi, füze geliştirme ve çeşitli askeri teknolojilerin geliştirilmesiyle ilişkilendiriliyor.

En bilinen örneklerden biri Suriye Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Merkezidir (SSRC – Syrian Scientific Studies and Research Center). Bu merkez, kimyasal silah üretimi ve balistik füze programları gibi çeşitli stratejik projelere odaklanıyor.

SOHR, 2024 yılı boyunca İsrail’in Suriye’deki hedeflere yönelik 64 saldırıyı belgeledi. Bunların 47’si hava saldırısı, 17’si ise kara kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen roket saldırısıydı. Bu saldırılarda yaklaşık 140 hedef imha edilirken, 207 savaşçı öldü, 142 kişi ise yaralandı.

Rejimle Yakınlaşmayı Reddeden Grupların Halep Kırsalında Rejime Saldırılarına Devam Ediyor

Heyet Tahrir el-Şam HTŞ’nin Operasyonundan Sonra Rejimle Yakınlaşmayı Reddeden Ulusal Ordu’ya Bağlı Grupların Halep Kırsalındaki Çatışmalara devam ediyor. 

Rejimle yakınlaşmayı reddeden “Ulusal Ordu”ya bağlı gruplar, Halep’in doğu kırsalında Menbiç’in kuzeybatısındaki El-Dandaniye köyünde rejim güçlerinin mevzilerine sızma operasyonu düzenledi. Ağır ve orta silahların kullanıldığı çatışmalarda üç rejim askeri öldürüldü, ikisi ise yaralandı.

Bu operasyon, Suriye ve Türkiye arasında olası bir yakınlaşmayı engellemeyi amaçlayan HTŞ’nin, önceki gece Lazkiye’nin kuzey kırsalındaki Vadi Kalez ve El-Sarraf cephelerinde rejim güçlerinin mevzilerine düzenlediği operasyonun ardından geldi. HTŞ’nin bu saldırısında 12 rejim askeri hayatını kaybetmişti.

30 Ağustos’ta, Türkiye destekli “Suriye Ulusal Ordusu” (SMO) bayrağı altında faaliyet gösteren “Liva El-Şemal” grubu Halep’in doğusundaki Cerablus kırsalında “Menbiç Askeri Konseyi Güçleri’ne saldırdı. Saldırıda Liva El-Şemal” grubundan üç kişi öldü, beş kişi ise yaralandı.

ARKA PLAN 

Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) Suriye iç savaşında aktif olan ve geçmişte El Kaide ile bağlantılı olan bir cihatçı örgüttür.Heyet Tahrir el-Şam, çeşitli radikal grupların birleşmesiyle 2017 yılında kurulmuş ve İdlib bölgesinde etkinlik göstermektedir. Örgüt, Suriye rejimine karşı savaşan en güçlü muhalif güçlerden biri olarak bilinir.

Suriye Milli Ordusu (Suriye Ulusal Ordusu – SMO) 2017’de Türkiye’nin desteğiyle çeşitli muhalif grupların birleşmesi sonucu kurulmuştur. Bu yeni yapı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’nun devamı niteliğinde olup Türkiye’nin desteklediği ve yönlendirdiği muhalif güçlerden oluşmaktadır.

Liva El-Şemal (Kuzey Tugayı) Suriye iç savaşında aktif olan ve Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) bünyesinde faaliyet gösteren bir silahlı muhalif gruptur.Grup, Suriye’nin kuzey bölgelerinde, özellikle Halep ve çevresinde, rejim güçlerine ve Kürt YPG unsurlarına karşı savaşan unsurlardan biridir.Grup, Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonlarına, özellikle Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarına katılmıştır.Bu grup Menbiç ve Cerablus gibi stratejik bölgelerdeki çatışmalarda etkili olmuştur.

Menbiç Askeri Konseyi Güçleri (Menbiç Military Council – MMC), Suriye’nin kuzeyinde bulunan Menbiç şehrinin kontrolünü elinde tutan askeri bir yapı olarak bilinir. 2016 yılında kurulan bu konsey, ağırlıklı olarak Suriye Demokratik Güçleri (SDG/YPG/PKK terör örgütü) bünyesinde faaliyet gösteren bir yapı olup, özellikle YPG (Halk Savunma Birlikleri) unsurlarının etkisi altındadır. Menbiç Askeri Konseyi, DEAŞ kontrolünde olan Menbiç’i kurtarmak amacıyla oluşturulmuş ve ABD öncülüğündeki koalisyonun desteğiyle bölgedeki operasyonlarda yer almıştır.Şu anda, Menbiç’in savunulması ve yönetilmesinde kritik rol oynayan bu güçler, YPG’nin önderlik ettiği ve Kürt, Arap ve diğer yerel unsurlardan oluşan Suriye Demokratik Güçleri’nin bir parçası olarak faaliyet göstermektedir.Türkiye, YPG’nin PKK ile bağlantılı olduğunu düşündüğü için Menbiç Askeri Konseyi’ni tehdit olarak algılamaktadır.Bu nedenle Türkiye destekli güçler ile Menbiç Askeri Konseyi arasında sık sık çatışmalar yaşanmaktadır.

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye tarafından desteklenen Ulusal Ordu (Suriye Milli Ordusu – SMO) altında faaliyet gösteren gruplardan bazıları şunlardır: Liva El-Şemal (Kuzey Tugayı), Sultan Murad Tümeni, Ahrar el-Şarkiye, Hamza Tümeni ve Muntasir Billah Tugayıdır. Bu gruplar, Suriye’deki rejim karşıtı savaşın başından beri Beşar Esad rejimine karşı silahlı mücadele yürütmektedirler ve özellikle Türkiye’nin desteğiyle güç kazanmışlardır. Çoğunluğu, İdlib ve Halep gibi bölgelerde etkinlik göstermektedir.

Suriye’nin Kuzeyindeki örgütler rejime yakınlaşmaya neden karşı? 

Bu gruplar, Suriye iç savaşının başından itibaren Beşar Esad rejimine karşı savaşmışlardır. Rejimle yakınlaşma, bu grupların varoluş sebeplerine aykırı bir adım olarak görülmektedir. Rejimi, halkına karşı zulüm uygulamakla suçlamaktadırlar ve rejimle herhangi bir yakınlaşmayı siyasi ve askeri hedeflerine aykırı bulmaktadırlar.Suriye rejimine karşı büyük bir güvensizlik duyan bu gruplar, Esad rejiminin olası bir anlaşmaya sadık kalmayacağını ve uzun vadede onları bastırmayı amaçlayacağını düşünmektedirler. Rejimin yeniden kontrol sağlaması durumunda, muhalif savaşçılar için ciddi tehlike oluşturacağına inanıyorlar.Türkiye, bu gruplara hem askeri hem de lojistik destek sağlamaktadır. Türkiye’nin politikası ise, özellikle kuzeyde bir güvenli bölge oluşturmak ve Suriye’nin kuzeyindeki kendi sınır güvenliğini sağlamaktır. Rejimle yakınlaşmak, bu gruplar için Türkiye’nin desteğini kaybetme anlamına gelebilir.

MSB’den Açıklama: Terör Koridoruna İzin Vermeyeceğiz

Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı bölgesinde tespit ettiği 8 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hâle getirdi.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Güneyimizde oluşturulmak istenen terör koridoruna izin vermedik, vermeyeceğiz. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı bölgesinde tespit ettiği 8 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hâle getirdi. Bölgede son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar operasyonlarımız devam edecek.” ifadelerine yer verildi.


Şam-Halep yolu üzerindeki stratejik konumu Sahip Telbise’de Suriye Ordusu Güvenlik Operasyonu icra etti 

Rejim kontrolündekİ  Telbise şehrinde 2018’den bu yana ilk kez büyük bir güvenlik operasyonu başlatıldı. 

Rusya destekli 25. Özel Görev Tümeni ve askeri polisin katılımıyla gerçekleştirilen operasyon, rejime karşı direnen ve silahlarını teslim etmeyi reddeden grupları hedef alıyor. 

Stratejik bir öneme sahip olan Telbise çünkü Şam-Halep yolu üzerinde bulunuyor. Hizbullah’ın operasyona katılımı, Rusya ve rejimin istihbarat birimi tarafından engellendi. Bu durum, bölgedeki yerel güç dengelerinde önemli bir değişikliğe işaret ediyor.

ARKA PLAN 

Rusya destekli 25. Özel Görev Tümeni, Suriye iç savaşında önemli bir rol oynayan ve Suriye Arap Ordusu’na bağlı bir askeri birimdir.Daha önce “Kaplan Kuvvetleri” olarak bilinen bu tümen, özellikle savaşın kritik dönemlerinde Rusya’nın desteğiyle etkili operasyonlar yürütmüştür. Bu tümen, kara operasyonları konusunda uzmanlaşmış ve genellikle rejim karşıtı gruplara karşı sert müdahaleleriyle tanınmıştır.

Tümen, Suriye rejimiyle yakın bağları olan General Suheil al-Hassan tarafından yönetilmektedir. General Hassan, Rusya tarafından desteklenmiş ve birçok operasyonunda Rus askeri danışmanlarıyla iş birliği yapmıştır.

25. Özel Görev Tümeni, Rusya tarafından donatılmış ve eğitilmiştir. Bu, modern Rus silahlarının ve taktiklerinin kullanılmasına olanak tanımıştır. Rusya’nın hava desteğiyle, tümen Suriye’de birçok stratejik başarı elde etmiştir.

Bu tümen, özellikle 2016’daki Halep savaşı ve 2017’de Palmira’nın yeniden ele geçirilmesi gibi kritik operasyonlarda aktif rol aldı. Tümen, şehir savaşları ve dağlık arazilerde uzmanlaşmıştır.

Rus ve Türk Güçlerinden Ayn El-Arap Kırsalında Ortak Askeri Devriye

Rus ve Türk güçleri, Ayn El-Arap (Kobani) kırsalında yeniden başlatılan ortak devriye faaliyetleri kapsamında, her iki taraftan sekiz aracın katılımıyla bir askeri devriye gerçekleştirdi. Rus hava koruması altında yürütülen bu devriye, Halep’in doğusundaki Ayn El-Arap kırsalında icra edildi.

Devriye, Ayn El-Arap’ın batısındaki Ashmah köyünden başladı ve batıya doğru Jarqali Fawqani, Jabnah, Mishko, Bender, Qaraqoy Tahtani, Qola, Susan köyleri ile radyo bölgesine, ardından Saftak, Bouba, Khorkhori, Dikmadash, Qeran ve Jarqali’ye yöneldi.

TSK’ye ait devriye grubu Ashmah köyündeki noktasına geri dönerken, Rus güçleri Ayn El-Arap’ın güneyindeki Sarrin kasabasındaki merkezlerine geri döndü.

Ayrıca, 26 Ağustos’ta da Rus ve Türk kuvvetleri, iki Rus helikopterinin eşlik ettiği sekiz araçlık ortak bir devriye gerçekleştirdi. Bu devriye, Gharib köyünden başlayarak Ayn El-Arap’ın doğusundaki Khana köyüne kadar uzandı.

CENTCOM: DEAŞ Militanların Kaçmasına Yardım Eden DEAŞ lideri yakalandı

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), Suriye’deki bir gözaltı tesisinden kaçan DEAŞ üyelerine yardım eden bir DEAŞ liderinin yakalandığını duyurdu. CENTCOM ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG adını kullanan terör örgütü /PKK/YPG) işbirliğiyle Pazar günü gerçekleştirilen operasyonda Halid Ahmed el-Dandal yakalandı. Bu olay, Rakka Gözaltı Tesisi’nden kaçan beş yabancı terörist savaşçının firar etmesinden sadece birkaç gün sonra yaşandı.

CENTCOM’un açıklamasına göre, (SDG/PKK/YPG) kaçan tutuklulardan ikisini geri aldı, ancak üç tutuklu hâlâ firarda. El-Dandal, kaçan DEAŞ savaşçılarına yardım eden bir “kolaylaştırıcı” olarak tanımlandı.

SDG’nin Suriye’deki 20’den fazla gözaltı tesisinde 9.000’den fazla IŞİD üyesi bulunduğu belirtilirken, DEAŞ/IŞİD’in bu tutukluları serbest bırakıp örgütü yeniden canlandırmayı amaçladığı ifade edildi. CENTCOM Komutanı Orgeneral Michael Erik Kurilla, bu durumu “gerçek ve mecazi anlamda bir IŞİD ordusunun hapiste tutulması” olarak nitelendirdi.

Geçen hafta, ABD ve Irak Güvenlik Güçleri, Batı Irak’ta DEAŞ militanlarına yönelik bir operasyonda en az 15 DEAŞ üyesini etkisiz hale getirdi.

Bu son gelişmeler, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden üç yıl sonra DEAŞ gibi terörist grupların yarattığı tehdidin yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Geçtiğimiz ay, Almanya’da IŞİD bağlantılı kişiler bir bıçaklı saldırı düzenlemiş ve Avusturya’da bir Taylor Swift konserini tehdit etmişti.

Arka Plan: DEAŞ Kaçakları ve Yakalanan Lider

ABD Merkez Komutanlığı yetkilileri, 29 Ağustos’ta Rakka Gözaltı Tesisi’nden iki Rus, iki Afgan ve bir Libyalı olmak üzere beş yabancı terörist savaşçının kaçtığını açıkladı. SDG, firari tutuklulardan ikisini yakaladı: Rusya vatandaşı İmam Abdulwahed Akhwan ve Libya vatandaşı Muhammad Noh Muhammad. CENTCOM, firarda olan üç kişinin aranmasına devam edildiğini bildirdi.

DEAŞ Saldırısında Suriye Çölünde 3 Rejim askeri öldü

Hama kırsalındaki Atheriya bölgesinde, DEAŞ hücreleri tarafından pusuya düşürülen üç rejim askeri öldürüldü. İki taraf arasında silahlı çatışma çıktı ve IŞİD hücre üyeleri Suriye çölünün derinliklerine çekildi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) istatistiklerine göre, 2024 yılının başından bu yana Suriye çölündeki askeri operasyonlarda hayatını kaybedenlerin sayısı 511’e ulaştı. Bu kayıplar şu şekildedir:

  • 29 DEAŞ üyesi öldürüldü; bunlardan üçü Rus hava saldırılarında, diğerleri rejim güçleri ve vekil milisler tarafından etkisiz hale getirildi.
  • Fırat’ın batısında ve Deyrizor, Rakka, Humus çöllerinde düzenlenen 184 operasyonda, 35 İran destekli Suriyeli milis ve üç İran Devrim Muhafızları mensubu da dahil olmak üzere 428 rejim askeri ve vekil milis hayatını kaybetti. Bu kayıplar, DEAŞ’ın düzenlediği pusu, silahlı saldırı ve patlamalar sonucunda gerçekleşti.
  • Suriye çöllerinde DEAŞ’ın saldırılarında bir çocuk ve bir kadının da bulunduğu 54 sivil yaşamını yitirdi.

Şam Cephesi, Suriye Geçici Hükümeti’ile İşbirliğini askıya aldı

Şam Cephesi (Al-Jabha Al-Shamiyyah), bir bildiri yayınlayarak ‘Suriye Geçici Hükümeti’ ile işbirliğini, başkanı Abdulrahman Mustafa istifa edene ve halkın meşruiyetine dayalı yeni bir hükümet kurulana kadar askıya aldığını duyurdu.

Bildiride, Geçici Hükümet Başkanı’nın dün Türkiye’nin Gaziantep ilinde düzenlenen ve tüm askeri oluşumların katıldığı genel toplantı sırasında doğu bölgesindeki grupları kasıtlı olarak küçümsediği ve rencide ettiği belirtildi.

Al-Jabha Al-Shamiyyah, bu gelişmelerin ardından Geçici Hükümet Başkanı’na güvensizlik oyu verilmesi için acil bir toplantı yapılmasını talep etti.

ARKA PLAN

Şam Cephesi (Al-Jabha Al-Shamiyyah,) Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren bir muhalif gruptur. Bu grup, 2014 yılında Halep’te kurulan ve çeşitli muhalif silahlı grupları bünyesinde barındıran bir koalisyon niteliğindedir. Türkiye’nin desteklediği Suriye Ulusal Ordusu’nun bir parçası olan Şam Cephesi ağırlıklı olarak kuzey Suriye’de, özellikle Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları sonrasında kontrol edilen bölgelerde etkinlik göstermektedir.

Grup, Suriye’nin Esad rejimine karşı mücadele eden çeşitli silahlı oluşumlarla birlikte çalışmakta ve aynı zamanda Suriye Geçici Hükümeti’ne destek vermektedir. Ancak, zaman zaman hükümetle yaşanan anlaşmazlıklar sonucunda işbirliğini askıya aldıkları ve bu tür siyasi çıkışlarda bulundukları da gözlemlenmektedir. Grubun amacı, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi ve kendi siyasi hedeflerine uygun bir hükümetin kurulmasıdır.

Abdulrahman Mustafa, Suriye’deki muhalif hareketler arasında önemli bir siyasi figürdür ve Suriye Geçici Hükümeti‘nin başkanı olarak tanınmaktadır. 1964 yılında Halep’in bir ilçesi olan Tel Rıfat’ta doğmuş, Suriye’de iş insanı olarak faaliyet göstermiştir. Suriye’deki iç savaşın başlamasıyla birlikte muhalif harekete katılmış ve siyasi arenada etkin bir rol üstlenmiştir.

Abdulrahman Mustafa, Suriye Türkmen Meclisi‘nde başkanlık yapmış ve Suriye Türkmenlerinin temsilcisi olarak dikkat çekmiştir. 2018 yılında Suriye Ulusal Koalisyonu‘nun başkanı seçilmiş ve bu görevde muhalefeti uluslararası arenada temsil etmiştir. Ardından, Suriye Geçici Hükümeti başkanı olmuştur. Mustafa, Türkiye ile yakın ilişkileriyle bilinir ve Türkiye’nin desteğiyle Suriye’nin kuzeyinde muhaliflerin kontrol ettiği bölgelerde yürütülen siyasi ve askeri süreçlerde önemli rol oynamıştır.


Suriye Geçici Hükümeti (SGH), Suriye’deki iç savaşın başlamasından sonra, 2013 yılında Suriye muhalefeti tarafından kurulmuş bir geçici yönetim organıdır. Bu hükümet, Esad rejimine karşı olan çeşitli muhalif grupların siyasi bir temsil organı olarak ortaya çıkmış ve Suriye’de rejimin kontrolünde olmayan bölgelerde yönetim sağlamayı hedeflemiştir.


Suriye Geçici Hükümeti, Suriye Ulusal Koalisyonu’nun (SUK) bir organı olarak kurulmuştur ve merkezi, Türkiye’nin Gaziantep şehrindedir. Türkiye, Katar ve bazı Batılı ülkeler SGH’yi desteklemektedir.

Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK), tam adıyla Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu, 2012 yılında Katar’ın başkenti Doha’da kurulan ve Suriye’deki Esad rejimine karşı muhalefeti temsil eden bir siyasi oluşumdur. SUK, Suriye içindeki muhalif grupları, sivil toplum örgütlerini ve yurt dışındaki Suriyeli muhalifleri bir araya getiren geniş bir koalisyondur. Kuruluşunun amacı, Suriye’deki Baas rejimine karşı birleşik bir siyasi temsil oluşturmak ve Esad sonrası dönemde demokratik bir Suriye kurulması yönünde çalışmalar yapmaktır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here