ABD Dışişleri Bakanlığı yaklaşık 23 milyar dolarlık Türkiye’ye 40 adet F-16 BLOK 70 savaş uçağı ve 79 adet F-16 savaş uçağı modernizasyon kiti satışı konusunda 27 Ocak 2024’te Kongre’ye resmi bildirimde bulundu.

Türkiye, 2019 yılında Rusya’dan teslim aldığı 2,5 milyar dolar değerindeki S-400 Hava Savunma Sistemi ile birlikte, ABD yönetimi tarafından CAATSA yaptırımları adı altında Savunma Sanayii Başkanlığı ve 4 yetkilisine uygulanan yaptırımlarla karşı karşıya kaldı. Türkiye’nin, ABD’li savunma şirketi Lockheed Martin’den verdiği 100 adet F-35 siparişi iptal edildi. Ayrıca, üretimi tamamlanmış olan 6 adet F-35 savaş uçağının teslimatı askıya alındı ve Türkiye, F-35 programından çıkarıldı. Bu durum, Türkiye-ABD ilişkilerinde önemli bir gerilime neden oldu.

Milli Muharip Uçağı’nın 2030’larda envantere girmesi konusu, birçok cevabı bekleyen sorular içermektedir. Bu uçak, 5. nesil savaş uçağı mı olacak, yoksa 4. nesil++ mi olacak? Motor konusu gibi birçok belirsizlik nedeniyle  2022 ile 2030 arasında Türk Hava Kuvvetlerinde bir boşluk oluşturdu. 

Terör örgütleri ile mücadele kapsamında F-16 filosunun yoğun şekilde hassas taarruz ve yakın hava desteği görevlerine çıkması, F-16’ların hızla yıpranmasına neden olmaktadır.Yapılan ‘yapısal ömür uzatma’ projelerine rağmen, uçakların sensör ve aviyonik sistemleri, caydırıcılık ve etkinliklerinde düşüş göstermektedir. Bu düşüşün ilerleyen dönemde Blok 40’lara kadar sıçraması beklenmektedir.

Bu eksikliği kapatmanın en gerçekçi yolu, mevcut uçaklarla benzer özelliklere sahip bir uçağı temin etmektir. Türk Hava Kuvvetleri’nin F-16V savaş uçağını tercih etmesi, minimum altyapı, lojistik ve eğitim gereksinimi olması nedeniyle boşluğu doldurmak için en rasyonel seçenektir.

Farklı bir tip uçağa geçiş, lojistik, ekonomik ve harekat doktrini gibi birçok faktör nedeniyle çok gerçekçi görünmemektedir. Tamamen yeni bir uçak tipinin devreye alınması önemli ölçüde zaman ve bütçe gerektirecektir. Hava Kuvvetleri’nde bulunan uçaklar, belirli üslere, bu üslerdeki tesislere, uçakların tip ve modeline, atacakları mühimmata ve en önemlisi eğitimlerine bağımlıdır. Türk Hava Kuvvetleri, kuruluşundan bu yana batı sistemlerini kullanmış ve eğitimleri hep batı standartlarında olmuştur. Bu standartlar, Türk Hava Kuvvetleri üslerinde mevcuttur.

F-16’lardan farklı bir uçağa geçtiğimizi düşünelim (Avrupa veya Rusya). Uçağı istediğiniz bir noktada konuşlandırabilirsiniz, gerektiğinde başka bir meydana kaydırabilirsiniz; ancak gittiğiniz meydanda mühimmat, onları yükleyecek personel veya arıza durumunda müdahale edecek bakım personeli bulamazsınız. Siyasi bir kararla bir Rus veya Avrupa uçağı alıp tüm hava kuvvetlerine uygulayabilirsiniz. Ancak bu, maliyet açısından oldukça büyük olacaktır.

BÖLGEDE DENGELER DEĞİŞİYOR 

Türk Hava Kuvvetleri’ne teslimatların aksaması ya da tamamen iptal edilmesi, bölge ülkelerinin hava kuvvetleri modernizasyon faaliyetleri de göz önünde bulundurulacak olursa, ciddi bir risk teşkil etmektedir. 

İsrail, hava kuvvetlerine F-35I uçaklarını almaya başladı ve F-15I’ın yeni nesil versiyonundan sipariş vermeye hazırlanıyor. Fransa’dan Rafale, Rusya’dan MiG-29M2 alan Mısır, SCALP seyir füzesi ile donatılmış Rafale almaya çalışıyor. Bu füze, 180+ km menzile sahiptir. Hafife alınacak bir füze değildir; Arjantin Falkland Savaşı’nda elinde beş adet AM39 Exocet gemisavar füzesi ve dört adet Super Etendard uçağı İngiltere’nin canını epey yakmıştı. Füzelerin oluşturduğu tehdidi bilen İngiltere, istihbarat servisini devreye sokarak tüm Exocet füzelerini toplatmıştı. Ayrıca, özel kuvvetlere yönelik füzelerle Super Etendard’ları yerde imha etmek için bir operasyon planlanmıştı.

Yunanistan’ın en son 18 adet (6 adet yeni, 12 adet kullanılmış, sipariş 24 çıkarıldı) Rafale F3R savaş uçakları satın alması, Ege ve Akdeniz’deki dengeyi değiştirecek gibi görünüyor. Rafale F3R’lerin bütün bu özelliklere bakıldığında, Yunanistan Hava Kuvvetleri’ndeki Rafale savaş uçaklarının Ege ve Doğu Akdeniz’deki Hava ve Deniz Kuvvetleri unsurları için ciddi bir tehlike olduğu gözardı edilememelidir. Yunanistan az sayıda Rafale uçağı alsada bölgedeki dengenin aleyhimize değişeceği ön görülmektedir.

Yunanistan Hava Kuvvetleri ikini el Rafale savaş uçakaları tören ile teslim edildi.

“Aktif Elektronik Taramalı Dizi” (AESA) RBE2 radarı sayesinde Rafale uçakları, elektronik taarruzdan daha az etkilenecektir. Aynı anda deniz, kara ve hava hedeflerini çok kısa sürede tarayabilme kabiliyeti olduğu anlamına gelmektedir. Yunan hükümeti F-35’ler ile ilgileniyor, bu konuda ABD yönetimi ile temasları devam ediyor. Bu arada F-16 filosunu F-16V Blok elektronik harp taarruzunda etkili olarak çalışabilen füze, oldukça etkili ve tehlikelidir. SCALP-EG uzun menzilli havadan-karaya seyir füzesi, 560 km menzille İç Anadolu kadar olan bölgede stratejik hedefleri vurabilecek kabiliyete sahiptir.

Türk Deniz Kuvvetleri unsurlarına etkili olabilecek AM39 EXOCET gemi savar füzesi, deniz yüzeyi üzerinde adeta kayarak seyreden ve hedefine ulaşan anti-gemi füzesidir. MM-38 modelinde 42 km menzile sahip olan anti-gemi füzesi günümüzde MM-40 Blok-3 modeliyle Blok 70/72 uçakları seviyesine çıkarmayı planlamış durumdadır. Uçakların Haziran 2027 yılına kadar teslim edilmesi planlanıyor.

Türk Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan F-16’lar tarafından tehdit algılama sistemi radar güdümlü füze algılayıcısı (RWR) tespit edilmesi daha zor olacaktır. SPECTRA Elektronik Harp süiti taşıyan Rafale uçakları, sadece radar güdümlü füzeleri değil, ısı güdümlü füzeleri de bulabilecek kabiliyete sahiptir. Ayrıca, FSO (Front Sensor Optronics) sistemi ile radar kullanmadan havadaki hedefleri ısıya göre bulup takip etme kabiliyeti bulunmaktadır.

Lockheed Martin, Bahreyn Kraliyet Hava Kuvvetleri (RBAF) için üretilen ilk F-16D Blok 70’in fotoğrafını Kasım 2022’de yayınladı.

LOCKHEED MARTIN F-16V BLOK 70/72

Lockheed Martin F-16V Blok 70/72 uçakları, F-16 savaş uçakları ailesinin en son versiyonudur. Önceki üretim F-16 uçaklarından %50 daha uzun ömürlü olan F-16V uçakları, F-16 filosunun 2060 ve sonrasına kadar çalışabilmesini sağlayan yapısal ve yetenek yükseltmeleri gerçekleştirilmiştir.

Öne çıkan özellikleri arasında F-35 ve F-22 radarları ile benzerlik taşıyan daha küçük versiyonu APG-83 AESA radardır. Yeni nesil görev kontrol bilgisayarı, Legion Pod ile IRST kabiliyeti, AN/ALQ-254(V)1 “VIPERSHIELD” Elektronik Harp Paketi, (COTS) tabanlı aviyonik alt sistemi ile yüksek hacimli hızlı bir veri yolu ve geniş formatlı yüksek çözünürlüklü kokpit ekranı bulunmaktadır. Elektronik Harp Paketi, daha önceki F-16 modellerinden farklı olarak dahili bir elektronik harp yeteneği sunmaktadır. Bu zamana kadar, ABD Hava Kuvvetleri elektronik harp ihtiyacını uçağın dışına takılan podlar ile karşılamıştır. Ancak ABD Hava Kuvvetleri, bu sistemle birlikte ilk defa elektronik harp kabiliyetini F-16’larına entegre ederek kullanmaya başlamıştır.Şirket verilerine göre yapısal iyileştirmeler sayesinde uçağın hizmet ömrü de 8.000 uçuş saati yerine 12.000 saate yükseltilmiştir.

Ayrıca, uçuş kontrol sistemi genellikle çevik manevralar sırasında meydana gelen elektrik kesintisi nedeniyle pilotun kontrolü kaybetmesi durumunda çarpışmaları önlemek için ‘Otomatik Yer Çarpışma Önleme Sistemi’ (Auto GCAS) ile donatılmıştır. Auto GCAS sistemi ölümcül kazaları önlemek için özel olarak tasarlandı. Sistem hizmete girdiği 2014 yılından bu yana yedi pilotun hayatını kurtarırken, altı F-16’nın kazaya uğramasını önledi. ABD Hava Kuvvetleri istatistiklerine göre, Kontrollü uçuşta yere çarpma (CFIT) olarak tanımlanan olaylarda uçak kayıplarının yüzde 26’sını ve tüm F-16 pilot ölümlerinin yüzde 75’ini oluşturuyor.

AESA RADARI 

AESA radarının görüş alanlarını çok daha hızlı bir şekilde tarayabilmesi ve bu sayede birçok hedefi daha iyi bir şekilde takip edebilmesi özellikleri öne çıkar. Elektronik karıştırmaya karşı daha iyi direnç gösteren AESA radarı, ‘Interleaved Mod’ ile hem hava hem de kara/deniz hedeflerini aynı anda izleyebilmektedir. Yüksek menzil ve daha düşük görünürlük Radar İmzası (tespit edilebilirlik) kabiliyetleri ile AESA radarı öne çıkmaktadır.

LEGION POD VE IRST 

Legion Pod, sabit kanatlı uçaklar için tercih edilecek bir sonraki nesil sensör sistemi olarak tasarlanmıştır. Hedefleri radar kullanmadan, ısı üzerinden pasif bir şekilde bulma ve izleme (IRST) imkanına sahiptir. Legion Pod’un öne çıkan bir özelliği, dost hava unsurları arasında veri bağlantılı sensörler tarafından toplanan menzil verilerini diğer platformlarla da paylaşabilmesidir.

Hedefleri pasif yöntemle izlediğinden, herhangi bir radar radyasyonu yaymadığı için hedef uçaklarda radar ikaz alıcısı bulunsa bile düşman uçağı tespit edildiği konusunda uyarılmaz ve sensörü taşıyan uçağın yerini belirleyemez. Pod üzerinde hava hedeflerini yüksek doğrulukta tespit edebilmek için IRST21 sensörü ve gelişmiş işlemci içermektedir. Bir diğer önemli avantajı ise bir IRST’nin elektronik harp karıştırmasından etkilenmemesidir. Bunun ötesinde, 5. nesil görünürlüğü az olan savaş uçakları ve seyir füzeleri gibi radyo frekansı düşük tasarlanmış hedeflere IRST etkilidir. Pod sayesinde dördüncü nesil avcı uçakları, görüş mesafesinin ötesindeki hedeflere angajman yapabilme ve bunu nispeten gizlice yapabilme yeteneklerine sahip olacaktır.

Legion Pod’un öne çıkan bir özelliği, dost hava unsurları arasında veri bağlantılı sensörler tarafından toplanan menzil verilerini diğer platformlarla da paylaşabilmesidir. Bu kabiliyet, pilotların durumsal farkındalığı bir üst seviyeye taşımaktadır. IRST yeteneği, ağ aracılığıyla birden fazla platform tarafından kullanılabilecek, savaş alanının genel durumsal farkındalığına katkıda bulunmasına yardımcı olacaktır.

IRST’nin dezavantajı atmosferik koşullardan etkilenerek menzilini ve keskinliği azalmaktadır. Ayrıca ‘2D’ yapısı nedeniyle belirli bir hedefin uzaklığını hesaplayamaz; pilot, IRST’nin termal optiklerini kullanarak bir hava hedefini tespit edebilir, ancak daha sonra bu hedefin ne kadar uzakta olduğunu belirlemek için başka bir cihaza tipik olarak radar kullanmak zorunda kalacaktır.

YENİ KOKPİT 

F-16 Block 70/72 aviyonik geliştirmelerden ötürü kokpitte ciddi yenilikler yapılmış. Yükseltilmiş görev bilgisayarı ve renkli çok işlevli ekranlar, büyük yüksek çözünürlüklü orta kaideli ekran (CPD), kaska monte edilmiş yönlendirme sistemi ve yüksek hacimli hızlı bir veri yolu bulunmaktadır. 

Büyük ekran, uçuş emniyet verilerinin gerçek zamanlı işlenmesini ve görüntülenmesini destekleyerek pilotun durumsal farkındalığını artırır. Kokpit, yükseltilmiş programlanabilir ekranlar, Link-16 veri bağı, dost-düşman tanıma (IFF) ve HF/UHF/VHF telsiz iletişim sistemleri ile donatılmıştır.

F-16V’deki tek yüksek performanslı modüler görev bilgisayarı (MMC), üç orijinal bilgisayarın yerini almaktadır. Gelişmiş durumsal farkındalık, havadan havaya saldırı performansları ve doğru hedefleme bilgilerini pilota sunarken, gigabit ethernet tabanlı mimari ile aviyonik sistemler, silah sistemleri ve elektronik harp göstergelerini daha yüksek bilgi işleme gücü sağlar. Lockheed Martin F-16V Blok 70/72 uçakları L3HARRIS üretimi ViperShield adı verilen AN/ALQ-254(V)1 Dijital Elektronik Harp Paketi ile korunmaktadır.

Yeni üretim F-16 Block 70’ler, tıpkı F-16 Block 50/52+ ve F-16 Block 60’da olduğu gibi gövde üzeri yakıt tanklarına “CFT” (Conformal Fuel Tank) denilen yakıt tanklarını kullanmaktadır.

SİLAH SİSTEMLERİ 

Yeni F-16V uçakları AIM-9 Sidewinder, Magic II ve ASRAAM kısa menzilli AAM’lerin yanı sıra AIM-7, Sky Flash ve AIM-120 dahil olmak üzere çeşitli havadan havaya füzelerle (AAM’ler) donatılabilir. AIM-9X, Python IV, AIM-132 ASRAAM ve IRIS-T gibi yüksek görüş açısına sahip kızılötesi AAM’ler de mevcuttur. Uçak, AGM-119/AGM-84/AGM-65G gemisavar füzeleri, AGM-65 Maverick havadan karaya taktik füze, Paveway lazer güdümlü bombalar ve GBU-15 bombalarının entegrasyonunu desteklemektedir.

MOTOR 

Savaş uçağı, tek bir Pratt & Whitney F100-PW-229 veya General Electric F110-GE-129 turbofan motoruyla çalışmaktadır. F100-PW-229, 29.100 lb’lik bir itme gücü geliştirirken, F110-GE-129, 29.500 lb’lik bir güç üretir. Bu motorlar uçağa maksimum Mach 2 hız ve 1.740 nm menzil sağlamaktadır.

ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD Kongresi tarafından onay almasının ardından, ABD Savunma Bakanlığı bir sözleşme olarak tanımlanabilecek bir teklif ve kabul mektubu (LOA) hazırlayacaktır.

Kongrede Cumhuriyetçilerin ve Demokratların anlaşabildiği konulardan biri de Türkiye karşıtlığıdır. Kongrede F-16V tedariğine karşı bir olumsuzluğun oluşması muhtemeldir. Fakat F-35 üreten ve F-16V modernizasyonunu yapacak olan Lockheed Martin firması siyasi olarak da çok güçlüdür. F-16V modelinin reddedilmesinin Türkiye’yi tamamen çaresiz Rus çözümlerine iteceği, Türkiye’nin batı ekosisteminde kopacağı çok iyi bilinmektedir. Türkiye muhtemelen F-16V talebinden önce sektörle bir zemin yoklaması yapacak, ondan sonra bu talebi gerçekleştirdiği varsayılmaktadır. Kongrede Türkiye karşıtı lobiler ağırlığını koyacaktır, ancak Lockheed Martin de ağırlığını koyacaktır. Ayrıca Fransızların Yunanlar ile imzaladığı anlaşma, Türk-Yunan savaşı önündeki NATO bariyerini ve Transatlantik güvenlik mimarisini ciddi şekilde zayıflatmaktadır. ABD yönetimi bu modernizasyonu reddederse, Türk-Yunan dengesine Fransa ile birlikte Atina lehine bir tavır koymuş olur. Bu da Ankara’yı Transatlantik ittifakın dışına kendi elleri ile itmiş olurlar.

Türk Hava Kuvvetleri mevcut halinde kalırken, Yunanistan Rafale uçakları, F-16V modernizasyonu ve tarihi ile birlikte F-35 gibi bir kuvvet çarpanını tedarik ederse, bu Türkiye için en kötü senaryo olacaktır. Her ne kadar Deniz Kuvvetleri alanında Türkiye’nin üstünlüğü devam etse de hava üstünlüğünü kaybederse deniz ve kara harekatı çok zora girer; Türkiye, bunun nasıl acı sonuçlarının olacağını İdlib harekatında 34 şehit vererek görmüştür.

TÜRKİYE, 40 BLOK 70 VE 79 ADET MODERNİZASYON KİTİ TEDARİK EDECEK

Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde lisans altında Türkiye’de üretilmiş 235 adetten fazla Blok 30, Blok 40, Blok 50 ve Blok 50+ konfigürasyonu F-16 savaş uçağı bulunmaktadır. En modern F-16’lar yaklaşık 10 yaşında olan F-16 Blok 50+, en eski F-16’ları ise ortalama 30 yaşında olan Blok 30’lardır.

Türkiye, 40 adet yeni F-16 Blok 70 uçağı ve 79 adet modernizasyon kiti tedarik etmeyi planlıyor.

Bu proje sadece yeni uçakları içermiyor, aynı zamanda mevcut 235 civarındaki F-16 uçaklarının uzun süreli bakım idamesini de içeriyor. Yani sadece yeni uçak alımı değil, aynı zamanda envanterdeki uçakların güncellenmesi ve idame edilmesi anlamına geliyor.

Modernizasyon, sadece aviyonik sistemleri değil, aynı zamanda yedek parça, bakım, motor gibi birçok detayı kapsıyor. Bu, mevcut uçak envanterinin uzun süreli kullanımını sağlamak için geniş bir perspektifi temsil etmektedir.

Proje, Türkiye’nin F-16 uçaklarını uzun vadede etkili bir şekilde kullanma ve envanterdeki uçakları modernize etme stratejisini yansıtıyor. Bu, hava kuvvetlerinin güçlü ve güncel bir şekilde korunmasını amaçlayan uzun vadeli bir planın bir parçası gibi görünüyor.

Yeni alınacak 40 adet F-16 Blok 70 uçağın 32’si tek kişilik F-16C Blok 70, 8’i çift kişilik F-16D Blok 70 uçağı olacak. Çift kişilik F-16D Blok 70 modeli, hava-hava ve hava-yer görevlerinde ikinci bir pilota ihtiyaç duyulması durumunda ve eğitimde yoğun olarak kullanılmaktadır. Özellikle modernizasyon sürecinden geçmiş F-16’lar, ekstra aviyonik entegrasyonunu ve uzun menzil görevlerinde avantaj sağlayan ilave yakıt tanklarını (CFT – Conformal Fuel Tank) taşıyabilme özelliğine sahiptir.

Türk Hava Kuvvetleri’nin F-16 filosunu güncellemek ve modernize etmek amacıyla 79 adet modernizasyon kitinin envanterdeki Blok 40 ve Blok 50+ uygulanması muhtemeldir. Envanterde bulunan farklı blok F-16’lar arasından Blok 30’lar ve Blok 50’ler modernizasyona dahil olmayacak gibi görünüyor.

Bu modernizasyon projeleriyle Türkiye, uzun vadeli F-16 filosunu Blok 70 Viper’lar ve ÖZGÜR-2 ile modernize edilecek milli sistemlerle iki farklı tipte oluşturmayı hedeflemektedir. Eğer bu alım gerçekleşirse, Türkiye’nin kendi savunma sanayiini geliştirme şansı artacak ve F-16 filosu üzerinde daha fazla kontrol sağlanacaktır. Envanterdeki tahmini 235 uçağın 79 modernizasyon kitinin uygulanmasıyla yaklaşık olarak çeşitli bloklardan oluşan 159 F-16 kalmaktadır. DSCA belgelerine göre envanterdeki Blok 50’lere modernize edilmeyecek deniyor. Bu da sadece yaklaşık 50 adet Blok 40 ve 29 adet Blok 50+’nın modernizeden geçeceği anlamına gelir.

Geçen yaz IDEF 2023’de imzalanan ÖZGÜR-2 projesiyle F-16 Blok-30/40/50 uçaklarının modernizasyonu kararı alındı. Envanterdeki kalan F-16’ların ÖZGÜR-2 modernizasyonu için üretici firma Lockheed Martin ile görüşmelerde gündeme gelebilir.

F-16, ilk olarak Blok 5 ile hizmete girmiş ve zamanla Blok 10, Blok 15, Blok 20 ve diğer bloklarla sürekli olarak güncellenmiştir. Özellikle Blok 30’lardan sonra, F-16’lar üzerinde yapılan modernizasyonlar, özel görevler için daha uygun hale getirilmiştir. Blok 40’lardan itibaren yapılan yapısal değişiklikler, aviyonik güncellemeleri ve uçuş kontrol sistemlerindeki iyileştirmeler, F-16’yı daha yetenekli bir uçak haline getirmiştir.

Türkiye’nin 40 adet yeni F-16 alımı ile ilgili süreç, Lockheed Martin’in F-16 üretim hattının durumuna bağlı olacaktır. Firmanın Texas Ford World’deki üretim hattı F-35’lere verilmesiyle yeni üretim hattı South Carolina eyaletinde kuruldu. Türkiye’den önce sipariş veren ülkelerin olması (Bahreyn (16), Slovakya (14), Fas (24), Tayvan (66) ve Bulgaristan (16)’dan toplamda 136 adet sipariş) teslim tarihini ileriye atabilir. Fakat Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki F-16’ları üreten TUSAŞ, üretim hattını tekrar kurup Lockheed Martin’den gelen modülleri birleştirerek daha hızlı bir üretim yaparak teslimatı erkene alabilir.

Kaynak: 

(1)-https://www.lockheedmartin.com/en-us/products/f-16.html

(2)-Arda Mevlütoğlu- https://politicstoday.org/f-16vs-instead-of-f-35s-whats-behind-turkeys- request/

(3)-EDAM You Tube kanalı: Türk Hava Gücünün geleceği

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here