İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini ruhani lider Ayetullah Ali Hamaney’in yakın çevresinden muhafazakâr aday İbrahim Reisi kazandı.
İran’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri resmi sonuçlara göre oyların yaklaşık yüzde 62’sini alan muhafazakâr aday İbrahim Reisi kazandı. İran İçişleri Bakanı Abdülrıza Rahmani’nin yaptığı açıklamaya göre 59 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu seçime katılım oranı yüzde 48.8 oldu. 2021 cumhurbaşkanlığı seçimleri böylece İran İslam Cumhuriyeti tarihinde katılımın en düşük olduğu cumhurbaşkanlığı seçimi olarak tarihe geçti.
Seçimde yarışan diğer üç aday, eski Devrim Muhafızları Komutanı muhafazakâr siyasetçi Muhsin Rızai, yarıştaki tek reformist aday olan ve Merkez Bankası Başkanlığı görevi yapan Abdulnasır Himmeti ile Emir Hüseyin Kadızade Haşimi, seçim sonuçları kesinleşmeden önce Reisi’ye tebrik mesajları yayınladı.
İran’da yeni cumhurbaşkanının 3 Ağustos’ta göreve başlaması bekleniyor.
Reisi 2017 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Hasan Ruhani’ye karşı yarışmış ve o dönem oyların yüzde 38’ini almaya başarmıştı. İki dönemdir cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Ruhani ise bu kez cumhurbaşkanlığı seçimine aday olamadı.
Orta düzey bir Şii din adamı olan Reisi İran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney’in yakın çevresinden ve İran Devrim Muhafızları’nın da desteklediği bir isim.
SEÇİM SÜRECİ KURGULANDI
Seçim sürecinin yarıştan galip çıkan İbrahim Reisi’nin kazanacağı şekilde kurgulandığı iddia edildi.Uzmanlar İran İslam Cumhuriyeti seçimlerinde, her ne kadar istenilen aday seçilmiş olasada başarasızlık olarak görülüyor. Seçimin galibi seçimi boykot ve ambargo eden söylem olduğu belirtildi. İran yasalarına göre 18 yaşını dolduranlar oy kullanabiliyor, şu an İran’da seçimde oy kullanacak kişi sayısı yaklaşık 59 milyon civarında. Gelen son rakamlara göre seçime 28 milyon kişini katıldığı, İbrahim Reisi’nin 17 milyon oy alarak seçildiği açıklandı. Fakat ilginç olan 28 milyon oyun yaklaşık 5 milyon oyun geçersiz olduğu, insanlar bilinçli olarak oylarını geçersiz kıldığı vurgulandı. Bu oranıda hesaba kattığımızda 23-24 milyon civarında bir katılımın olduğunu görüyoruz. Bu her dört kişiden birinin reisiye oy verdiği anlamına geliyor. İran devletinin elinde 5 milyon sahipsiz kimlik bulunuyor, istedikleri zamanda bunu seçimlerde kullanabiliyorlar. Reisinin gerçek oyu 17 milyon değil, İran’daki muhafazakarları oyu yaklaşık 10 milyon civarındadır. Boykot ve Ambargo söylemi başarılı, fakat ezici bir başarı henüz ortada yok.
Muhafazakâr aday İbrahim Reisi’nin seçilmesinde en büyük destek, İran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney’in yakın çevresi ve İran Devrim Muhafızları’nın yani NİZAM dedikleri (Türkiye’de Derin Devlet ) bir yapı tarafından verildi. Bu yapının belli bir tabanı, devlet içinde bir organizasyon kapasitesi bulunuyor. İran’ın çekirdek yapısı (NİZAM) İran İslam Cumhuriyetini bir çok alanda Ekonomik, kültürel ve Ahlaki olarak başarısız görüyor.Bu başarısızlığın nedenini dini ve İslami değerlerden uzaklaşma, devrimin değerlerinden uzaklaşma olarak tanımlıyorlar. Cumhurbaşkanlık sisteminin doğru çalışmadığı eğer bu sistem doğru çalışırsa bu yozlaşmanın sona ereyeceğini düşünüyorlar. Bu sebepten dolayı bu mekanizmanın dindarlar, devrimci cephe ile ele geçirilip dönüştürülmesi lazım. İbrahim Reisi bu çerçevede bir profil olarak karşımıza çıkıyor. Devletin en derin kurumlarından geliyor, doğal olarak devletin kendisini temsil ediyor. Siyasal anlamda diğerleri gibi çok siyaset bulaşmış biri değil. Siyasal anlamda baktığımızda rejim içerisindeki İran’daki sol, sağ, muhafazakar ve reformcu yapının içersinde değil. Bir din adamı olan Reisi, batı tipi liberal demokrasiye karşı, insan haklarına karşı, demokrasi ve insan haklarını sadece dini çerçevede tanımlayan bir aile mensubiyetinden geliyor.