Tarihler 1918’i gösterdiğinde bütün Dünya sevinç içersindeydi. I.Dünya savaşı sona ermişti. Fakat barışın uzun sürmeyeceğine inanan az sayıda insan vardı. Bunlardan biride Fransa’da ‘tankların babası’ ünvanını alan General Jean Babtiste Estienne idi.General Babtise, yeni tank icadıyla 3 milyon askerin ölmesini sebep olan 1.Dünya savaşını bitirmeyi amaçlamış ve bu amaçla Fransa ve İngiltere binlerce tank üretmişti. General Babtiste tankların geliştirilmesi gerektiğini savunuyordu. Fakat savaşın bitmesiyle bazı generaller “Artık böyle bir savaş yapmayacağız, eskisi gibi yine atlaramıza binelim..” diyerek tanklara ihtiyaç kalmadığına inanıyordu.

p1_0
Fransa’da ‘tankların babası’ ünvanını alan General Jean Babtiste Estienne

Savaştan sonra Fransa sahip olduğu tankları elden çıkardı. General Jean Babtiste tekrarlanacak bir savaşta Almanları duruduracak tek gücün tanklar olduğunu ısrarla söylüyordu.Fakat generalin ve savaş gazilerinin uyarılarına kimse kulak asmadı.

TANK SAHİBİ OLMAYAN ORDUNUN ‘TANK EĞİTMENİ ‘

Almanya ile savaşın bitirilmesi için yapılan ‘ Versay anlaşması’ nda Almanya’nın asker sayısı azaltılırken tank edinmesi ve üretmesi yasaklandı. Bu anlaşma hala savaşmak isteyen milyonlarca Alman askeri öfkelendirmişti.Bunlardan biride Almanya başkomutanlığında görev yapan Prusyalı genç teğmen Heinz Guterian’dı. Otuz yaşında bu genç teğmen modern savaş tekniklerine hayrandı, savaştan sonra tank savaşını araştırmaya başladı. Alman tank filoları imha edildiğinden araştırmalarda zorluk çeken Guterian, bu zorluğu kitap okuyarak aşmaya çalıştı.Bu konuda hiç kimsenin çalışmaması, tank yüzü görmeyen teğmen Guterian’ı tank uzmanı yapmıştı. Azmiyle dikkat çeken teğmen zayıflayan alman ordusunda zırhlı birlikler taktik eğitmeni oldu. Verasay anlaşması ile tank edinmesi yasak olduğu için arabalara metal levha takmayı akıl eden Guterian, bu maket tank modelleri ile kuralları çiğnemeden talim yapabiliyorlardı.Metot geçici ve yetersiz olduğunu farkındaydı fakat Alman hükümetinin Versay anlaşmasını deleceğini duyması üzerine rahatlamıştı.

Hükümet, Almanya’nın büyük sanayi devleri DaimlerKrupp ve Rheinmetall’dan bir tank üretmesini istedi. Üretilen tankların test edilmesi için ücra ve gizli  yer aranmaya başlandı, bu ücra yer beklenmedik bir müttefik olan Sovyetler Birliği oldu. Yeni komünist devlet Çarlık Rusya’sı gibi Almanya’nın düşmanı değildi. Savaştan sonra Sovyetlerin elinde az sayıda tank vardı. Ele geçirdikleri tanklardan yeni model tanklar yapmaya çalışıyorlardı, fakat ellerinde yeterli mühendis ve para yoktu. Alman ordusu  takas önerdi, uzmanlık ve finans karşılığında tankları test edecek tesisi Sovyetlerden istedi. Bu tesis için Moskova’nın 800 km doğusunda bulunan ‘Kazan’ şehri seçildi. Berlin’e 2 bin kilometre uzaklıktaydı.Aralık 1926’da Almanya’nın finansmanı ile ‘Kama’ adı verilen dev tesis inşa edilmeye başlandı.

Almanlar ve Sovyetler tank savaş taktiklerini öğrenmeye başladı. Mayıs 1929’da ilk yeni modeller tesise ulaşmaya başladı, bu araçlara ‘Traktör’ ismi verildi. Her iki ülke Almanya’dan gönderilen tankları inceledi ve tanklara direnç testleri yapıldı. Kama tesislerinde gizlilik amacıyla Almanlar Sovyet üniforması giyiyordu. Sovyet mühendisleri Alman tanklarının karmaşık, ağır ve yavaş olduğunu üslerine rapor etti.Bunun üzerine Sovyet mühendisleri daha hafif ve hızlı olan yeni modeller yapmaya başladı.

Panzer 1
PANZER I

Yarbay olan Heinz Guterian 1931 yılında Alman tanklarının zaaflarını tespit etti. O da Sovyetler gibi yavaş olduklarını söyleyerek Almanya fabrikalarından yeni bir model üretmelerini istedi.Bu yeni tanka ‘PANZER I’ adı verildi.

PANZER I önceki tanklardan daha hızlı ve çevik hareket edebilmesi için zırhı hafifletilerek makul bir kalınlığa indirildi. Sadece mitralyöz ateşine karşı koyan tank, 57 beygir gücündeki motoruyla saatte 37 km’lik rekor bir hıza ulaşabiliyordu. Ama en önemli yenilik ise içeriye telsiz yerleştirilmesi oldu. Böylece bir komuta merkezinden tanklar yönetilebilecekti.

Tarihler 1933 gösterdiğinde Adolf Hitler Almanya şansölyesi oldu. Hitler, Versay Anlaşması’nı fes edip güçlü bir ordu kurmak istiyordu. Hitler Berlin yakınlarındaki bir test merkezinde PANZER I modelini görmek istedi. Heinz Guterian’a bu gösteri için 30 dakika verildi. Panzer tümenindeki tankların hızı ve çevikliğinden etkilenen Hitler, “Bunlardan İstiyorum, İhtiyacım olabilir..” ifadelerini kullandı. Kısa bir süre sonra PANZER  tanklarının seri üretimine başlandı. Bu olaya ne Fransa ne de İngiltere sesini çıkarmadı.

Sovyetler Birliği’ni düşman gören Hitler, Kama tesislerinin kapatılmasını emretti. Sovyet lideri Stalin daha da ileri giderek Almanlar ile kontağı olan herkesi hain ilan etti. Kama’da çalışan mühendis, asker ve muhafız ne kadar kişi varsa tutuklattı, yargılattı ve idam ettirdi. Stalin tesislerde üretilen tanklara güvenmediğinden KGB ajanlarını yurt dışına yeni fikirler bulması için gönderdi.

STALİN AMERİKA’DAN TANK LİSANSI SATIN ALDI

Amerikalı mucit Walter Christie tankların engebeli arazide manevra yapmasını sağlayan yeni bir süspansiyon sistemi buldu. Tanklara ihtiyaç olduğuna inanmayan ABD ordusu yeni süspansiyonlu tanklar ile ilgilenmedi. Walter bir kaç tankı dışarıya ihraç ederek lisansını Sovyetlere sattı.

Sovyetler Kama tecrübesini ve walter’in süspansiyonunu kullanarak yeni model BTtankını üretti. Tankta eşsiz bir süspansiyon ve çok güçlü bir motor vardı. BT tankları 11 ton ağırlığında idi ve PANZER I tankalarına göre çok ağır olmasına rağmen PANZER I tanklarından iki kat daha hızlı giderek saatte 80 km ye ulaşabiliyordu.

Stalin, BT tankından 6 bin adet sipariş verdi, yeni tankları gerçek bir savaşta kullanmak istiyordu. Stalin bunu 1936 İspanya iç savaşında denedi, Sovyetler Birliği ve Almanya savaşın iki karşı tarafını destekledi.İspanya iki ordu için test alanı olmuştu. Sovyet tanklarının İspanya’da olduğunu duyan Hitler PANZER I ‘leri İspanya’ya gönderdi.

Alman ve Sovyet tankları Ekim 1936’da ilk defa karşı karşıya geldi. Tank savaşının sonucunda Sovyet tanklarının çok çabuk alev aldıkları ortaya çıktı. Tahrip edilen tanklar analiz edilmek üzere Harkov tank fabrikasına gönderildi. Bu çalışmaların başında genç bir mühendis olan Mihail Koşkin vardı. Koşkin, problemin benzinli olan motor bölümünün korumasının zayıf olduğunu fak etti.Tankların ümitsiz vaka olduğunu gören Koşkin, yeni bir tankın üretilmesi gerektiğini rapor etti.

Sovyetler devrim yaratacak bir tankın üzerinde gizli gizli çalışıyordu. Koşkin gündüz BT tanklarını düzeltmeye uğraşırken, gece de kendi modelleri üzerinde çalışıyorlardı.Yeni model tanka T-34 adı verildi. Tank mürettebatını koruyacak, benzinli motora göre daha zor alev alan dizel motoru olacak, ön zırhı eğimli olacak ve gelen mermilerin sekmesi sağlanacaktı. Saatte 50 km hızı ulaşacak olan tank için Koşkin 5 yıl gece gündüz çalıştı.Nihayet 1939’da T-34 modeli Sovyet Ordusu’na açıklandı.Generaller tankın 26 ton olmasını hiç beğenmedi ve proje red edildi. Koşkin ve mühendisleri yenilgiyi kabullenmeyip kendi prototipini üretmeyi başardı.

mikhail-koshkin_5-t
Mihail Koşkin

1939’un yaz aylarında general olan Heinz Guterian kendi zırhlı tümenini oluşturmuştu. Doğu Prusya’da büyük ölçekli operasyonlara başlamıştı. Almanlar PANZER I’e daha ağır ve vurucu olan II, III ve IV versiyonlarını eklemişti.

1 Eylül 1939’da yaklaşık 2750 Alman tankı Polonya’ya girdi. Hedef sınırdaki savunma hatlarını yarmaktı.General Heinz Guterian’ın stratejisi tankların arkasından piyadeleri kullanarak Polonya savunma hatlarını dağıtmaktı. Guterian’ın geliştirdiği bu stratejiye ‘Blitzkrieg ‘ yani ‘ Yıldırım Harekatı’ taktiği dendi.

Tanklar Polonya’ya girerken başka bir seferberlik daha yürütülüyordu ” Tanklara karşı konulmaz “ propogandası yapılıyordu. Propoganda da Polonya tankalarından hiç bahsedilmiyordu.Polonya, Fransa ve İngiltere’den 900 yakın tank almıştı, bu tanklar Alman tanklarıyla başa çıkabilecek gelişmiş modellerdi.Tank muharebelerinde yüzlerce Alman Panzerini tahrip etmişti.

Tarihler 17 Eylül’ü gösterdiğinde 4 bin Sovyet tankı ülkeyi doğrudan işgal etti. Almanya ile Sovyetler arasında gizli bir anlaşma yapılmıştı, Tuzağa düşen Polonya ordusu darmadağın oldu. General Guterian Sovyetler ile birlikte Polonya’nın yıkıntıları arasında zafer kutlaması yaptı.

T-34 TANKI İLK KEZ GÖRÜCÜYE ÇIKTI

Almanya ile Sovyetler arasındaki ittifaka kuşkulu bakan Mihail Koşkin, sıradaki işgal edilecek ülkenin Sovyetler olduğunu inanıyordu, o sebeple T-34 tankının bir an önce üretilmesini istiyordu. Israrından vazgeçmeyen Koşkin 1940 yılında Staline mektup yazdı. Parti Genel Sekreteri prototipi görmek istediklerini onu Moskova’ya getirmesini emretti.

T-34
T-34 Tankı

Koşkin T-34’ü 800 km. uzaklıktaki Moskovaya tren ile götürebilirdi, fakat o karayolunu seçerek kendisi tankı Moskova’ya getirmeye karar verdi. T-34 başarılı olacak ise ilk testi  geçmeliydi. Koşkin yağmurlu soğu havada tankı Moskova’ya kadar sürdü.Tankın köprülerden geçmesine izin verilmedi o da tankı akarsuların içinden geçirdi ve nihayet Kubinka test alanına ulaştı. Stalin tankı her türlü testten geçirdi, hatta kış ortasında Koşkin’i Finlandiya’ya gönderdi. Tank çok korunaklı olmasına rağmen inanılmaz hızlı ve çevikti.Stalin ikna olmuştu ve seri üretim emri verdi.

Koşkin zaferinin tadına varamadı, 26 Eylül 1940’ta zatürreye yenik düştü. Tankın her türlü parçasını düşünen mühendisler ısıtmayı unutmuşlardı.

FRANSIZ TANKLARI ALMAN PANZERLERİNE YETİŞEMEDİ

Polonya işgal edilince Fransa’da savaşa girdi.Fransa’nın stratejisi Almanya’ya saldırmayıp kendini savunmaktı, bu amaçla B1 tankını geliştirdi. Renault’un bu son tankında bir tarette diğeri tankın içinde olmak üzere iki top vardı. Böylece tankın ateş gücü iki katına çıkmıştı, kalın zırhı da cepheden gelen saldıralara karşı koruyordu.Ama çok yavaştı ve çok fazla yakıt tüketiyordu.

French-Renault-Char-B1-bis-tank
Renault B1 tankı

Ayrıca Fransa’nın Almanya sınırında beton kaleden oluşan, adı ‘Maginot hattı’denen ağı vardı. Aşılmaz bariyer olarak görülüyordu. Almanlar Kuzeyden saldıracak olursa Belçika ve Hollanda tampon olacağı düşünülüyordu. Doğudan gelecek saldırıları Maginot hattı engelleyecekti.

Sınırda Fransız generallerin pek  önemsemediği Ardennes hattı bulunuyordu. Alman general Guterian’da buradan saldırmayı planlamıştı. Tepelik ve ormanlık alan ağır Fransız tankları için ideal bir alan değildi. Hafif Alman tankları için burası en uygun bölgeydi. 22 Mayıs 1940’ta General Guterian yaklaşık 2 bin 400 araca saldırı emri verdi. Bir kaç gün içersinde Ardennes hattını aşarak Fransa’ya girerek iç bölgelere yöneldiler. Sıkışan Fransız ordusu işgali durdurmaya çalıştı, Almanların kanadına saldırmak için 3 bine yakın tank gönderdi. Renault’un B1 tankları güçlüydü pek çok Alman panzerini tahrip etti, ama çok yavaşlardı istilacı Alman tankların gerisinde kaldı.14 Haziran 1940’ta Alman tankları Paris’e girmeye başladı.

ALMANLARIN TASARLADIĞI EN GÜÇLÜ TANK ‘ TİGER ‘

Hitler savaşın yeni başladığını tankların daha çok geliştirilmesi gerektiğini düşünüyordu.Hitler Alman tanksavar mermilerinin B1 tanklarından sektiğini bildiren raporları okuyunca  ” TİGER” programını başlatmaya karar verdi. Hitler en güçlü tankı tasarlamaları için ülkenin en iyi mühendislerini çağırdı.Bunlardan biride otomobil üreticisi Ferdinand Porschedir. Tasarlanan Tank için “TİGER” adını bulan da o oldu.

“TİGER” 88 milimetrelik ana topuyla 2 km’den her türlü tankı tahrip edebiliyordu. Zırhı T-34’ün gibi eğimli değildi fakat 120 milimetre kalınlıktaydı.Bu tankı tahrip etmenin tek yolu arkadan ve yakın menzilden vurmaktı. Ağırlığı 54 tona yaklaşan bir canavar olan TİGER tank çatışmalara hazırlamak iki yılı aldı.

TİGER
Alman tankı TİGER

TİGER tanklarının bir bedeli vardı. Onca kullanılan bakır kablo, zırhında kullanılan onca çelik, çok büyük fabrikaları düşündüğümüzde TİGER üretmek karmaşık ve masraflı bir işti. Bir TİGER tankı üretmek için harcanan parayla üç adet PANZER tankı üretilebiliyordu.

ALMAN TANKLARI SOVYET TOPRAKLARINDA

Sovyetler birliğinde 1941 yılı bir dönüm noktası olmuştur. Almanlar Savaş bile ilan etmeden Sovyetler Birliğine saldırdı. Yaklaşık 3 bin 500 Alman tankına eşlik eden 1 milyon Alman askeri Rusya’ya girmişti. Sovyet ordusunun işgali durdurmak için 18 bin tanka sahipti. Fakat tankçıların çoğu eğitimsiz ve hiç savaş görmemişti, Almanlar ise fazlasıyla eğitimliydi hem de modern tankları bulunuyordu.Bir de hep zafer kazanan General Guterian’a sarsılmaz güvenleri vardı.

Almanların SS birlikleri en donanımlı ve eğitimli tank birliğiydi, durdurulması imkansızdı. İşgalden bir kaç gün sonra Alman tankları Sovyet yapımı T-34 tankları ile karşı karşıya gelmeye başladı. T-34 tankları Alman PANZER IV‘lerden çok daha kolay manevra yapabiliyor ve çok hızlıydı. Sovyet tankları bir çok Alman tank personelini korkutmaya başlamıştı.Fakat Sovyetler T-34 tankından sadece 500 adet üretmişti, bu sayı Alman işgalini durdurmaya yetmezdi. Kızıl Ordu generalleri  Harkov tank fabrikasına üretimin arttırılması emrini verdi, fakat Stalin üretimin durdurulmasını istedi. Çünkü fabrika Almanların eline geçerse yenilgi kaçınılmaz olurdu. Çoğu askeri fabrika sökülerek savaş bölgesinden daha uzaktaki doğuya taşınmaya başlandı.

Sovyet mühendisleri mümkün olduğunca daha fazla T-34 tankı üretmek için canla başla çalışıyordu. Bunun için üretim hattı hızlandı, mühendisler bazı montaj hatlarının zorunlu olduğunu, bazılarının gereksiz olduğunu fark etti. Böylece tankları basitleştirerek sadece gerekli olan unsurları yerleştirerek üretimi hızlandırdı. On yıllarca kullanılacak tank yerine ömrü 3 veya 4 aylık olan tanklar üretildi.

T-34 üretimini ve asker sayısının arttırılması yeterli değildi. Alman tankları savunma hatlarını birer birer aşıyordu. General Guterian’ın  ‘Yıldırım harekatı ‘ stratejisi ile Alman tankları Moskova’nın son savunma hattına kadar geldi. Ekim 1941’te Almanlar son büyük saldırısına hazırlanırken Sovyetlerin imdadına kış şartları yetişti, Kış başlamıştı. Alman personel eldivensiz tanklara binemiyordu, çıplak eller çeliğe yapışıyordu. Tankın içi derin dondurucu gibiydi. Soğuk insanları ve tankları vuruyordu. Eksi 30 derecede mürettebat tankların motorlarını çalıştırmak için çırpınıyordu. Tankı iki saate bir çalıştırarak yağın donmasını engellemeye çalışılıyordu, yağ donarsa tank çalışmıyordu.

Kış şartları Alman tanklarını durdurmuş ,bu zaman sürecinde sovyetler yeni T-34 tanklarını üreterek savunma hattına yığmaya başladı.Almanlar 3 bine yakın tank kaybetmişti. İki tarafın insan zafiyeti korkunç boyutlardaydı.

Yaz ile birlikte Almanya tank birliklerini takviye etmeye başladı, 3 bine yakın tank mürettebatı Sovyet cephesine gönderildi. Yanlarında 200 adet TİGER tankı vardı.  Almanlar Kursk şehrini alarak sovyet ordusunu yok etmek istiyordu.  TİGER tanklarının savaşta üstünlük kazandıracağına inanıyorlardı.

Sovyetler Almanyanın bu planlardan haberi olmuştu. Hemen T-34 tanklarını harekete geçirdiler, her ne kadar tanklar yeni üretilmiş ve personel eğitimsiz olasada sayısal üstünlükleri vardı. Tank sayısı 7 binin üzerindeydi. 1943 Temmuzunda Sovyet tankları gergin bir şekilde Alman tanklarının gelişini bekliyordu.

Alman taaruzu top ateşiyle başladı, daha sonra tanklar ve piyadeler harekete geçti. Tarihe geçecek büyük savaş başladı, iki tarafta mürettebatın komuta merkeziyle telsiz bağlantıları vardı. Tank vurulunca yanan mürettebatın çığlıkları duyuluyordu, sanki bir katliam yaşanıyordu.

Onbir gün boyunca Alman tankları Sovyet savunma hattını delmeye çalıştı. 2 bin tankı imha etmeyi başardılar fakat bu yeterli değildi. Kursk savaşının ardından 1000 adet alev alev yanan tank ortada kaldı. Tankların bir kısmı onarılabilirdi fakat eğitimli personelin kaybı telafi edilemezdi. Alman ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Geri çekilen askerlerin çoğu işgal altındaki Fransa’ya gönderildi.

SAVAŞA AMERİKAN ‘M4 SHERMAN’ TANKLARI KATILIYOR

Müttefikler tarihinin en büyük deniz amfibi harekatına NORMANDİYE ÇIKARMASINA hazırlanıyordu. Müttefiklerin elinde istinasız en iyi Amerikan tankı M4 SHERMAN bulunuyordu. Tankın sürüş yeteneği çok gelişmişti, mürettebata uzun eğitimler vermeye gerek yoktu, tankı her asker kullanabilirdi. Bunu sağlamak için FORD MOTORS gibi üreticiler tankı TİGER tankından çok daha hafif tutmayı amaçlamıştı.

SHERMAN tankının zırhı daha ince, 75 milimetrelik topu vardı. 1000 veya 1500 metredeki bir Alman tankını tahrip edebiliyordu. Tankın en büyük avantajı çok esnek olmasıdır. Şasiye farklı silahları uygulamak mümkündü.Standart top yerine daha büyük top, havan topu, roketatar hatta lav silahı takılabiliyordu. Amerikada bir çok otomobil ve tren fabrikası bu tankları üretmeye ayrılmıştı. 1944 yazında bu tanktan 50 bin adet üretilmişti.

m4_sherman_tank
Amerikan M4 SHERMAN tankı

6 Haziran 1944’te 150 bine yakın müttefik askeri çıkarma botlarına binerek tarihi bir yolculuğa çıktı. Hedefleri Normandiye sahiliydi, ilk çıkan biriliklerin hemen arkasında Amerikan ve İngiliz tankları vardı. Kaybedecek bir şeyi kalmayan Almanlar her şehirde  müttefik tanklarına ateş açtı. Sayıca üstün olan müttefikler Almanları püskürtmeyi başardı, Alman ordusu köşeye sıkışmıştı.

Her şey bitmek üzereyken Almanlar en yeni tank modeli olan TİGER II fabrikadan çıkardı. Selefinden daha güçlü ve etkiliyeci olan tank, görünüşüyle müttefik askerlerini paniğe sevk ediyordu. Alman ordusu bütün gücüyle saldırdı fakat 500 adet TİGER II tankıyla üstünlük sağlayamayacakları anlaşıldı.SHERMAN tankları akın akın Almanların üzerine çullandı ve onlara şans bırakmadı.

Nihayet 25 Ağustos 1944’te 2.Zırhlı tümenindeki askerler Amerikan tanklarıyla Paris’e girdi. SHERMAN tanklarında müttefikler tarafından eğitilen Fransız askerleri bulunuyordu.

ALMAN ORDUSUNU YENİ TİGER TANKLARIDA KURTARAMADI

Doğu cephesinde 12 Ocak 1945’te Sovyet ordusu nihai zafere ulaşmak için planlanmış büyük bir saldırı başlattı. Sovyet orduları kısa sürede Prusya’ya ulaştı. Burada TİGER I ve II tanklarından oluşan son Alman savunma hattı ile karşılaştılar. Senelerdir yıpranan ve  ikmal sorunları yaşayan Alman tankları muharebe gücünü kaybetmişti. Tankları hareket ettiremeyen askerler tankları bırakarak kaçmaya başladı. Alman ordusunun geri kalanıda dağıldı.

22 Nisan 1945’te Sovyet tankları Berlin’e girdi. Aynı zamanda Amerikan, İngiliz ve Fransız askerleri batıdan Berlin’e girdi. 25 Nisan 1945’te Amerikalılar ve Sovyetler Almanya’nın kalbi Torgau’da buluştu. Dört yıl savaştıktan sonra Müttefikler ve Sovyetler Nazi Almanya’sını yenmişlerdi. Ama bu ittifak kısa sürecekti, savaşta işgal edilen ve bölünen Berlin savaştan sonrada fetih yarışına giren galipler arasında sıcak bir noktaya dönüştü. Giderek büyüyen bu çatışma bir kez daha tanklarda ifade bulacaktı.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here