Biliminsanları geçtiğimiz günlerde genetiği değiştirilmiş fareleri bir araştırma için uzaya gönderdi. Bu fareler normal farelerin iki katı kas kütlesine sahip.

Çalışmanın amacı uzaydaki astronotların sağlıklarını korumaya yardım etme yolları bulmak. Araştırmanın yaşlı nüfusun karşı karşıya olduğu kas bozulmaları ve kas eriten koşullarda yaşayanlarla ilgili yararlı ipuçları vermesi bekleniyor.

Uzayda yürüyen astronotlar radyasyonun ve Dünya’nın yörüngesi dışında yerçekiminin az olmasının etkileri nedeniyle daha hızlı yaşlanıyor.

Uzay seyahatlerinde etkin faktör ağırlıksızlık ya da sıfır yer çekimi denilen durum. Vücudun tüm sistemleri bununla değişiyor.

Bu değişiklikleri daha iyi anlamak, hatta onlarla mücadele etmek için biliminsanları Uluslararası Uzay İstasyonu’na göndermek üzere laboratuvar ortamında yetiştirilmiş süper fareler üretti. Bu fareler bir gen eksikliği dışında son derece normaller. Bu da myostatin kodlayan gen.

Profesör Se-Jin Lee, farelerde myostatinle oynamaya 1990’larda başladı. Myostatin kanda bulunan ve normalde kas büyümesini sınırlayan bir protein. Laboratuvarda geliştirilen bu farelerin kas kütlesi normal farelerdekinin iki katı.

Se-Jin Lee (solda) ve Dr. Emily Germain-Lee (sağda), yerçekiminin kemik ve kas dejenerasyonu üzerindeki etkisi hakkında çalışmalar yapıyor.
…………………………………………………………………………………………………………………

Biliminsanları genetik mühendisliğin uzay seyahatinden kaynaklanan fiziksel değişikliklerle mücadele edip edemeyeceğini inceleyecek.

Astronot ve doktor Michael Barratt, “Kemik ve kasta normal yer çekimine göre hafiflemiş oldukları için bazı değişiklikler görüyoruz. Ya köreliyor ya da kütle ve güç kaybediyorlar. Bu nedenle çok egzersiz yapıyoruz. Ayrıca gözlerde, optik sinirde ve beyindeki daha ciddi değişiklikler yüzünden de endişeleniyoruz” diyor.

Astronotlar kas ve kemik yoğunluğu kaybını, ağırlık egzersizleri yaparak gidermeye çalışıyor. Ancak uzayda çok daha büyük risklerle de karşılaşıyorlar.

Dünya yörüngesinin alt kısmında jeomanyetik alan içinde kalıyorlar. Bu da bir kalkan görevi görüyor. Uzayın derinliklerinde yörüngenin altında olduğundan üç kat daha fazla iyonize radyasyona maruz kalınıyor.

Astronotlar uzaya ve Mars’a daha uzun seyahatler planlarken radyasyonun uzun süreli etkileri daha büyük bir kaygı konusu haline geliyor.

Profesör Lee, genetik fareler sayesinde sadece uzun süreli uzay seyahatinden kaynaklanan zararı telafi etmeyi değil, aynı zamanda yaşlılarda kas kaybının nedenini ve kas kaybına neden olan koşullarda yaşayanların durumunu daha iyi anlamayı umuyor.

Kaynak: VOA

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here