Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’da 27 Eylül 2020’de başlayan savaş Azerbaycan’ın işgal altındaki Dağlık Karabağ bölgesindeki önemli kazanımları ve Ermeni ordusunun ciddi kayıpları ile sona erdi.

Askeri uzmanlar Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki savaşta zafer elde etmesini üç faktöre bağlıyorlar: Yeni teknolojiler, taktik ve Türkiye.

Savunma analistleri, çatışmalar sırasında Azerbaycan’a Türkiye’den verilen desteğin zafer kazanılmasında en büyük faktör olduğunu söylüyor. IHS Markit Country risk araştırma analisti olan Alex Melikishvili, “Azerbaycan’ın en büyük ikinci şehri olan Gence’deki askeri üsse Türk F-16 savaş uçaklarının konuşlanmasının, Güney Kafkasya’daki jeopolitik dengenin Azerbaycan’ın lehine değiştiğinin en somut kanıtı.” olduğunu söyledi.

Azerbaycan’ın Türkiye ve İsrail’den satın aldığı en son teknolojik İnsansız Hava Araçları’nın (İHA/SİHA/GEZEN MÜHİMMAT) hava saldırıları ve keşif desteği ile savaşın kazanılmasında büyük rol oynamıştır.

ÇATIŞMALARDA YENİ GÜÇ KAVRAMI “SOSYAL MEDYA”

Çatışmaların başlamasıyla Azerbaycan Savunma Bakanlığı İHA görüntülerini sosyal medya hesaplarından yayınlaması, İHA’ların sebep olduğu büyük hasarı ortaya çıkarmıştır. Ermenistan ordusunun tankları, topçu birlikleri, kara tahkimleri hatta Ermeni ordusundan bulunan Rus Hava Savunma sistemi S-300’lerin imhası bu görüntülere yansıdı.

Vurulan hedefler ve karşı tarafa verdirilen kayıplar ile moral ve motivasyonu artırıcı içerikler, Twitter, Facebook ve Instagram gibi popüler sosyal medya kanallarında dolaşıma sunuldu.Ermenistan unsurları savaşın ‘YouTube cephesinde’ de kaybetti. Geniş diaspora desteğine rağmen enformasyon harbinde başarılı olamadı.

TANKLAR DRONLAR KARŞISINDA SAVUNMASIZ

İstanbul merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşu Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Güvenlik ve Savunma Araştırma Programı Direktörü Can Kasapoğlu, “Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarının gösterdiği ilk ders, gelenek- sel kara birimlerinin (zırhlı, mekanize ve motorlu oluşumların) gelişmiş dron savaş silahları ve konseptleri karşısında savunmasızlığıdır. “ dedi.

Kasapoğlu, Ermeni kuvvetlerinin 1994’teki ateşkes anlaşması ile tahkim ettikleri temas hattından savaşın ilk günlerinden itibaren “düzensiz ve disiplinsiz bir şekilde geri çekildiğini” söyledi.

Türkiye’nin Suriye ve Libya’daki çatışmalarda kullandığı “hem keşif-gözcü, hem de avcı olmak” konsepti son Karabağ çatışmalarında başarıyla kullanıldı.

İnsansız hava araçları (İHA) / silahlı insansız hava araçları (SİHA)’ların, hassas Mini
Akıllı Mühimmatın ve Elektronik Harp kabiliyetlerinin bir araya gelerek koordineli kullanılması Ermenistan ordusunda büyük kayıplara yol açtı.

Rus savunma sanayinin önde gelen hava savunma sistemleri S-300 ve Pantsir-S1 kısa ve orta menzilli karadan havaya füze ve uçaksavar topçu sistemi İHA/SİHA’lar tarafından imha edildi.

Özellikle İHA’ların topçu birlikleri, Hava Kuvvetleri unsurları, karadaki birlikler ve özel kuvvetler ile koordineli bir şekilde kullanılması harekatın gidişi üzerinde çok etkili oldu. Burada daha da önemli olan husus, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Libya’da başarıyla uyguladığı bir konseptin, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından Kafkasya’da tatbik ediliyor olmasıdır.

Bayraktar TB2 haricinde Azerbaycan’ın İHA envanteri, İsrail tasarım ve üretimi İHA, SİHA ve kamikaze dronlardan oluşmaktadır. Ermenistan hava savunma sistemlerinin imha edilmesinde bu dronlar yoğun olarak kullanıldı. Çünkü dronların küçük boyutta olması sebebiyle yer tabanlı radarlar tarafından fark edilmesi çok zordur.

Harp başlığı taşıyan ve otonom ya da uzaktan kumandalı olarak idare edebilen kamikaze dron sınıfından Harop, Orbiter ve SkyStriker olmak üzere üç farklı tip platform bulunurken, Hermes serisi İHA’lar görüntü istihbaratı ve elektronik istihbarat görevlerinde kullanılmaktadır. Azerbaycan ilk defa 2008 yılında itibaren küçük İHA’ları İsrail’den satın alamaya başladı. Dağlık Karabağ üzerinde 2011 yılında İHA’ları keşif görevlerinde kullanan Azerbaycan, 2016 yılında dört gün süren çatışmalarda gezici mühimmat dronları kullandı.İlk defa iki devlet arasındaki savaşta ‘gezici mühimmat’ kullanılması literature girmiş oldu.

Azerbaycan’ın ilk İHA alımı 2008 yılında İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI) ile yaptığı sözleşmeyle başladı. Bu ilişki, 2011-2017 arasında karadan-karaya füze sistemlerinin satışı, mühimmat ve gözlem İHA’ları ile devam etti. Ancak Ağustos 2017’de mini İHA Sistemi Orbiter 1k test sırasında cephe hattında Ermenistan askeri pozisyonuna kullanıldı. İsrail, başlattığı soruşturmada İHA’nın kullanılmasının IAI şirketinin düzenlemelerine aykırı olduğunu tespit etti. Azerbaycan’a satışlar Ocak 2019’a kadar yasaklandı.Fakat 2018 yılından bu yana İsrail ile Azerbaycan arasında silah satışları devam etti. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, Azerbaycan ordusunun İHA envanterinde, Orbiter 3, Aerostar, Heron TP, Hermes 450 ve 900, ayrıca Orbiter 1K, Sky Striker ve Harop gezici mühimmatlar bulunmaktadır. SIPRI verilerine göre 2015-2019 arasında Azerbaycan’ın silah ithalatının %60’ı İsrail’den gerçekleşmiştir. İsrail’i %31’lik payla Rusya takip etmektedir.

Azerbaycan’ın son yıllarda petrol ve doğalgazdan elde ettiği gelirleri ordusunu güçlendirmek için harcadı. Ermenistan ordusunun silahları yüzde 90 oranında Rusya menşeli silahlardan oluşurken, Azerbaycan silah envanterini çeşitlendirerek, NATO üyesi ülkelerden silah satın aldı. İspanya’dan radar bozucu Elektronik Harp sistemleri, Çek Cumhuriyetinden DANA-M1 CZ Kendinden Tahrikli Silah Obüs ve yakın zamanda Türkiye’den alınan Bayrakta TB-2 İHA/SİHA’ları bunlara örnek gösterilebilir.

Ayrıca Azerbaycan envanterinde, Türkiye’den alınan 120km azami menzilli TRG- 300 Kaplan ağır ÇNRA (bahse konu sistemler jeostratejik önemi yüksek Nahcivan’da da konuşlandırılmıştır), Belarus’tan alınan 200km menzilli Polonez ağır ÇNRA ve İsrail’den alınan 300km menzilli LORA ağır ÇNRA / taktik balistik füze sistemleri bulunmaktadır.

Azerbaycan’ın çatışmalarda kullandığı diğer bir taktik, Azerbaycan’ın muhtemelen Ukrayna’dan satın aldığı Antonov 2 çift kanatlı uçak filosunu feda ederek, Ermenistan hava savunmasını konuşlanmasını ortaya çıkarmayı başarmasıdır.

Sovyet döneminden kalma ilaçlama ve orman yangınlarında kullanılan uçaklar, Ermenistan hava savunması üzerinde alçak irtifalarda uzaktan kumanda ile insansız uçurularak, Ermenistan hava savunma sistemleri tarafından vurulması sağlandı. Antonov AN-2 uçağı vurulduğunda daha yüksekten uçan gözetleme yapan insansız hava araçları, ateş açan hedefleri tam olarak belirleyip, topçu ve hava unsurlarına iletti ve böylece tüm Ermeni hava savunma sistemleri kolayca tahrip edildi. Bu, İsrail’in 1982 Lübnan Savaşı’nda Suriye hava savunmasına karşı kullandığı taktikleri hatırlatan, dikkat çekici bir uygulamadır.

Ermenistan ordusu elinde bulunan Su-25 gibi yakın hava desteği unsurları cephede bir fark oluşturma girişiminde bulunsa da, Azerbaycan hava savunması bu platformlar üzerinde yoğun baskı kurdu, çok sayıda Su-25 düşürdü.

Türkiye’nin Azerbaycan’la paylaştığı sadece yüksek teknoloji ve İHA taktikleri değildi. NATO ordularının kullandığı savaş taktiklerini de Türkiye tarafından eğitilen Azerbaycan ordusu personeline verildi.

Afganistan’da Koalisyon güçlerinin Talibana karşı kullandığı taktiklerden Azerbaycan ordusunun çok dersler aldığı ve çatışmalarda kullandığını görüyoruz. Afganistan’ın Pakistan’la olan 3.300 kilometrelik sınır boyunca ABD uzman komando ekipleri “arama ve yok etme” görevlerini gerçekleştirmek üzere Taliban bölgesine gönderildi.

Her ABD komando ekibi, ABD Özel Kuvvetleri, hafif dağ piyadeleri, Deniz Piyadeleri, Donanma SEAL savaşçıları ve CIA paramiliter subaylarını bir araya getiren yaklaşık bir düzine askerden oluşuyordu. Yeni başlayan Afgan Ulusal Ordusu’ndan askerlerle birlikte çalışan bu komando ekipleri, dağlık arazide gördükleri Taliban mevzilerini hedeflemek için SOFLAM (Özel Harekat Kuvvetleri Lazer Toplama Markörü) olarak bilinen bir cihaz kullanıyordu.Bir komando ekibi SOFLAM ile bir hedefi “işaretlediğinde” koalisyon uçakları sinyale kilitlenerek lazer güdümlü JDAM bombaları ve müşterek saldırıya yönelik doğrudan mühimmatlar ile hedefleri imha edilirdi.

Azerbeycan ordusuda buna benzer taktikleri Dağlık Karabağ savaşında kullandı.Karabağın güneydoğusuna yönelik saldırılarda, İnsansız Hava Araçları’nın Ermeni savunma hattında açtığı boşluklardan, Azerbeycan komanda ekipleri sızarak, ormanlık alanlarda, kasaba ve köylerin etrafındaki yüksek noktalarda konuşlandı. Ermenistan tarafından sabotajcı gruplar olarak tanımlanan Azerbaycan komando ekipleri, bulundukları noktadan hedef koordinatları sağlayarak roketatarların, topçu briliklerin ve hava unsurlarının ateş açmasını sağladı.

Azerbaycan ordusu, düşman unsurlarıyla büyük çatışmalara girmeden şehirleri teslim etmeye zorlama taktiği ile Dağlık Karabağ’ın güney kanadı ve İran sınırındaki kasaba köyleri geri almayı başardı. Fuzuli ve Cebrail’in alınmasında bu taktiği kullanarak, çevredeki dağların kontrolünü ele geçiren Azerbaycan özel kuvvetleri, şehirlere giden tüm yolları kesmeye çalışarak, düşmanı ağır unsurlarının şehri terk etmeye ve kaçmaya zorladılar.

Amerika Birleşik Devletleri ve NATO güçleri tarafından Afganistan’da kullanılan komando taktiklerinin Azerbaycan tarafından Dağlık Karabağ çatışmalarında kullanılması Türkiye’nin Azerbaycan ordusuna verdiği askeri eğitimin rolü olduğu kabul görmektedir. Azerbaycan özel kuvvetleri uzun yıllardır Türkiye ve Pakistan askeri akademilerinde eğitildiği bilinmektedir.

Azerbaycan ordusunun Türk Silahlı Kuvvetleri ile geliştirdiği yakın ilişkiler sayesinde harekat tasarısı ve doktrin zeminlerinde de doğru şekilde kullanarak sonuç alıcı muharip yetenekler geliştirdiğini göstermiştir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin Nisan 2016 çatışmalarından öğrendiği dersler ve sergilediği muharip kapasite, gerekse Azerbaycan’ın Türkiye ile hızla derinleşen savunma entegrasyonu, Kuzey Kafkasya stratejik dengesi için Moskova ve Erivan için endişe verici hale gelmektedir.

Azerbaycan, Rusya dışındaki eski Sovyet Cumhuriyetleri arasında, milli ordusunu, yaşamakta olduğu bir dış tehditi yok etmek amacıyla yapılandırmış ve askeri gücüne “stratejik kimlik” kazandırmış tek cumhuriyet olma özelliği sergilemektedir.

Karabağ çatışmalarında düşük maliyetli ‘gezinen mühimmat’ sistemlerinin kullanılması, bu sistemlerin gelecekte hızlı üretim teknolojileri ile düşük maliyetle elde edilmesi ile büyük ‘sürüler’ halinde kullanılmasını sağlayacaktır. Bu durum kara savaşı için potansiyel ‘oyun değiştirici’ olarak görülmektedir. Pahallı ve teknolojik açıdan sofistik zırhlı araçların ucuz gezinen mühimmatlara karşı savaşta hayatta kalıp kalamayacağı tartışmalarını gündeme gelmiştir.

Kaynakça

1-https://www.rferl.org/a/technology-tactics-and-turkish-advice-lead-azerbaijan-to-victory-in-nagorno-karab- akh/30949158.html

2-https://edam.org.tr/turk-harp-yaklasiminda-dronizasyon-donemi-azerbaycan-turkiyenin-orta-dogudaki-si- ha-konseptlerini-kafkasyaya-tasidi/

3-.https://www.sipri.org/media/press-release/2020/usa-and-france-dramatically-increase-major-arms-exports- saudi-arabia-largest-arms-importer-says

4-https://www.uikpanorama.com/blog/2020/11/05/2020-daglik-karabag-savasina-dair-askeri-stratejik-go- zlemler/

5-https://dronewars.net/2020/10/14/the-use-of-drones-in-the-ongoing-nagorno-karabakh-conflict/ 6-https://www.newsweek.com/how-azerbaijans-drones-show-what-future-war-looks-like-opinion-1536487

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here