ABD Ordusu’nun en önemli modernizasyon önceliği, uzun menzilli hassas atışlı mühimmatlara odaklanmaktır. Ukrayna’daki savaş deneyimleri, bu önceliğin öngörülü bir karar olduğunu ortaya koymuştur.
2014 yılında Moskova’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve Donbas’ta sürekli bir çatışmanın başlamasıyla birlikte, ABD Ordusu Rusya ile silahlı çatışma olasılığıyla karşı karşıya kalmıştır. Kendi güçlü ve zayıf yönlerini Rus askeriyle karşılaştırarak, ABD Ordusu uzun menzilli atışlar yapma yeteneklerinde önemli eksiklikler olduğunu fark etmiştir. Hem menzil hem de sayısal açıdan, Rusya’nın uzun menzilli atış sistemlerine karşı geride kalmıştır.
Mevcut ABD Ordusu obüsleri, kendi tahrikli 155 mm obüsü olan M109A7 Paladin ve çekili 155 mm obüsü M777, geliştirilmiş mühimmatlarla maksimum 40 km menzile sahiptir. Ordunun iki savaş alanı roket sistemi, maksimum 92 km menzile sahip Multiple Launch Rocket System (MLRS) ve 180 km menzile sahip Army Tactical Missile System (ATACMS) olarak bilinir. Ordunun daha uzun menzilli, daha hassas ve daha hızlı atış yapabilen yeteneklere ihtiyaç duyduğu görülmüştür. Ayrıca, bu yeteneklerin daha sağlam olması ve öncelikle gelişmiş hareket kabiliyetiyle sağlanması istenmektedir.
Büyük bir güç çatışması olasılığıyla karşı karşıya kalan ABD Ordusu, uzun menzilli hassas atışları modernize etmek için en önemli öncelik olarak bir program başlatmıştır. Ordunun LRPF (Long-Range Precision Fires) modernizasyon programı, ERCA (Extended Range Cannon Artillery), PrSM (Precision Strike Missile), SMRF (Strategic Long-Range Cannon), ve LRHW (Long-Range Hypersonic Weapon) olmak üzere dört yeni yetenek üzerinde odaklanmaktadır.
“Önümüzdeki bir ya da iki yıl içinde ABD Ordusu, Precision Strike Missile (PrSM), Strategic Mid-Range Fires (SMRF) ve Long-Range Hypersonic Weapon (LRHW) gibi birkaç yeni atış sistemi hizmete almayı planlamaktadır. Bu sistemler, Orduya 100 ila binlerce kilometre arasındaki mesafelerde hedeflere saldırma yeteneği kazandıracaktır.
Ancak, ordunun hassas atışlar için 100 km’den daha kısa mesafelerde yeni yeteneklere ihtiyacı vardır. Bu alandaki tek modernizasyon programı, Extended Range Cannon Artillery (ERCA) olarak bilinmektedir.”
Precision Strike Missile (PrSM), hassas vuruş yetenekleri sunan bir füze sistemidir. ABD Ordusu tarafından geliştirilen PrSM, eski Army Tactical Missile System (ATACMS) füzesinin yerini almayı hedeflemektedir. PrSM, 60 ila 500 kilometre menzile sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu menzil, hedefleri geniş bir alanda kapsayabilme ve uzun mesafelerden hassas bir şekilde vurma kabiliyeti sağlar. PrSM’nin hedeflere yüksek bir isabet oranıyla saldırabilmesi beklenmektedir.
Strategic Mid-Range Fires (SMRF), stratejik orta menzilli atış yetenekleri sağlayan bir sistemdir. SMRF, ABD Ordusu’nun modernizasyon programının bir parçası olarak geliştirilen bir atış sistemi olarak öne çıkmaktadır. SMRF, PrSM (Precision Strike Missile) ve Long-Range Hypersonic Weapon (LRHW) arasındaki menzil boşluğunu doldurmayı amaçlar. PrSM’nin menzili 60 ila 500 kilometre arasında, LRHW’nin menzili ise 2800 kilometreye kadar çıkabiliyor. SMRF, bu iki sistemin arasında yer alarak 500 ila 2800 kilometre arasındaki hedeflere etkili bir şekilde vurabilme kabiliyeti sunar.SMRF, Tomahawk seyir füzesi ve Standard Missile 6 gibi mevcut üretimde olan sistemlere dayanır. Bu sistemler, hassas atış yetenekleri ve stratejik menzilleriyle bilinir. SMRF, bu temel sistemleri kullanarak stratejik orta menzilli atışlar yapabilme yeteneğini sağlar.
Extended Range Cannon Artillery (ERCA), ABD Ordusu’nun modernizasyon programı kapsamında geliştirilen uzatılmış menzilli topçu birimidir. ERCA, mevcut M109A7 Paladin kendi tahrikli obüsünün yerini almayı hedeflemektedir.ERCA’nın en önemli özelliği, namlunun uzunluğunun artırılmasıyla birlikte yeni bir roket destekli güdümlü mermi kullanabilme yeteneğidir. Bu sayede, ERCA’nın menzili mevcut M109A7 Paladin’den neredeyse iki kat daha fazla, yaklaşık 70 kilometre olacaktır.ERCA’nın diğer önemli bir özelliği ise otomatik yükleme sistemine sahip olmasıdır. Bu sayede, ateş hızı önemli ölçüde artırılır ve topçu birimlerinin daha hızlı ve etkili bir şekilde atış yapması sağlanır.
LRHW (Long-Range Hypersonic Weapon), uzun menzilli hipersonik bir silahtır. Son Ordu atış programı LRHW‘dir ve menzili 2800 km’ye kadar çıkar. LRHW, komuta ve kontrol tesisleri, hava ve füze savunma kompleksleri ve uzun menzilli atış sistemleri dahil olmak üzere derin hedeflere yöneliktir.LRHW, hipersonik hızlarda (Mach 5 ve üzeri) seyir edebilen ve uzun menzilli hedeflere yönelik saldırı yetenekleri sunar. Bu silahın menzili 2800 kilometreye kadar çıkabilir.LRHW, hipersonik hızlara ulaşmak için roket motoru ve hipersonik planör teknolojilerini bir araya getirir. Hipersonik planör, atmosferik koşullarda hedefine doğru süzülerek seyreder ve yüksek hızda manevra yeteneğine sahiptir. Bu sayede, düşman hava savunma sistemlerini aşabilme ve hedeflere hassas bir şekilde saldırabilme kabiliyeti sağlar.
Ukrayna savaşı Yeni Atış Sistemlerinin Aciliyetini Vurguluyor
Amerika Birleşik Devletleri Ordusu, atış portföyünde belirgin bir yetenek boşluğu olduğunu kabul ederek çözüm arayışına girmiştir. Ukrayna Savaşı’nın da etkisiyle ortaya çıkan bu boşluk, çekili M777 obüslerinin yerini alacak daha modern ve etkili bir sistem ihtiyacını göstermektedir.
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Rus Ordusu’na karşı direnmesine yardımcı olan batı tarafından sağlanan çekili 155 mm obüsler, ancak kurulum, ateşleme ve hareket etme süresi nedeniyle karşı batarya atışlarına karşı son derece savunmasızdır. Ayrıca, M777’nin atış hızı da yeterli değildir.
Bu eksikliğin farkında olan ABD Ordusu, Zırhlı Tugay Muharebe Ekipleri’nde Paladin zırhlı kendi tahrikli 155 mm obüs bulunmasına rağmen, IBCT’ler (Yaya Muharebe Tugayı) ve SBCT’ler (Tekerlekli Zırhlı Tugay) için hala çekili M777 obüslerinin kullanılmaktadır. Bu durum birliklerin Rus ve Çin kara tabanlı taktik atış sistemlerine karşı menzil ve ateş gücü açısından geride kalmasına neden olmaktadır. Özellikle SBCT’ler, daha hareketli ve ölümcül bir 155 mm sisteme ihtiyaç duymaktadır.
Bu ihtiyacı karşılamak için Ordu, kamyon üzerine monte edilmiş 155 mm sistemlerin kullanımını değerlendirmektedir. Fransız Caesar, İngiliz Archer ve İsrailli ATMOS gibi sistemleri, Ukrayna’da sağladıkları üstün performansla dikkat çekmektedir. Dakikalar içinde kurulum yapabilen, birden fazla mermi ateşleyebilen ve hızla yeniden konuşlandırılabilen bu sistemler, çekili M777’den önemli ölçüde daha iyi bir seçenek sunmaktadır. Ayrıca, zırhlı kabinli versiyonları daha sağlam olduğu için daha fazla koruma sağlamaktadır. SBCT’ler gibi hızla hareket eden birimlerle uyumlu olan bu sistemler, operasyonel esneklik açısından da avantaj sağlamaktadır.
Yaklaşık iki yıl önce, Ordu bu sistemler arasında bir atış yarışması düzenleyerek performanslarını test etmiştir. Ancak, şu anda Ordu’nun atış portföyündeki eksikliği nasıl ve ne zaman gidermeyi planladığı hakkında herhangi bir belirti bulunmamaktadır.
Uzmanlar, Ordu’nun daha fazla çalışma yapmak yerine, operasyonel olan kamyon üzerine monte edilmiş 155 mm obüslerden birini edinmek için harekete geçmesi gerektiğini belirtmektedir. Özellikle SBCT’lerde çekili 155 mm obüsleri değiştirerek performanslarını değerlendirmeye başlamaları önerilmektedir. Ordu’nun, I ve III Kolordu’daki IBCT’ler de dahil olmak üzere tüm birimlerde çekili 155 mm obüsleri değiştirmek için adımlar atması gerektiği vurgulanmaktadır.
Kaynaklar:
- Dan Gouré, Ph.D., is a vice president at the public-policy research think tank Lexington Institute.,
- https://www.lockheedmartin.com/, ,
- https://crsreports.congress.gov/product/pdf/IF/IF12135,
- https://sgp.fas.org/crs/weapons/IF11991.pdf, https://www.nationaldefensemagazine.org/articles/2023/6/13/extended-range-cannon-artillery-could-miss-armys-2023-fielding-goal-official-says,